COP29, karbon piyasalarının geleceğini şekillendirecek kritik bir zirve olarak öne çıktı. Zirvede, Paris Anlaşması’nın 6. Maddesi çerçevesinde uluslararası karbon ticaretiyle ilgili uzun süredir devam eden anlaşmazlıklar sona erdirilerek yeni düzenlemeler üzerinde mutabakata varıldı. Bu düzenlemeler, ülkelerin karbon kredisi alıp satarak emisyon azaltım hedeflerini desteklemesine olanak tanıyacak. Ayrıca, gelişmekte olan bölgelerde yenilenebilir enerji, orman koruma ve ağaçlandırma projelerine finansman sağlanmasının önü açılacak.
Karbon
piyasaları, doğru bir şekilde yapılandırıldığında ve etkin bir şekilde
işletildiğinde, düşük karbon teknolojilerinin yaygınlaştırılması için güçlü bir
araç olma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu sistemin başarısı, güvenilirliğine
bağlıdır. Eğer piyasa doğru temeller üzerine kurulursa, 2025’te başlayacak
uluslararası karbon ticareti, Paris Anlaşması’nın hedeflerini desteklemek için
önemli bir finansman kaynağı olacak. Bu da karbon piyasalarına olan güveni
tazeleyebilir.
Zirveye
yönelik beklentiler oldukça büyük. Karbon piyasalarının sağlıklı bir şekilde
işlemesi, iklim eylemine yönelik finansman ihtiyacının bu kadar arttığı kritik
bir dönemde büyük önem taşıyor. Uyumlu ve sağlıklı işleyecek karbon
piyasalarından elde edilecek finansal büyüklüğün, 2050 yılına kadar yıllık 1
trilyon dolara ulaşabileceği öngörülüyor. Ayrıca, ulusal iklim planlarının
uygulanma maliyetlerini yıllık 250 milyar dolar azaltma potansiyeli taşıyor.
Bakü Finans
Hedefi ile Paris Anlaşması Madde 6’yı bir arada değerlendirdiğimizde,
yatırımların gelişmekte olan ülkelere yönlendirilmesi ve küresel iklim
finansmanı yapısının köklü şekilde dönüşmesi adına büyük bir potansiyel
taşıyor. Gelişmekte olan ülkelerin her geçen gün daha aktif birer oyuncu olarak
gösterdikleri çabalarla, piyasanın bütünlük ve şeffaflık üzerine yeniden inşa
edilmesi için umut vadeden gelişmeler gözlemleniyor.
COP29’un ilk
gününde güvence altına alınan karbon piyasaları konusundaki anlaşma, zirvenin
hatırlanacak en önemli gelişmelerinden biri olabilir. Zengin ülkelerin en az
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere 2035 yılına kadar yıllık 300 milyar dolar
iklim finansmanı sağlamayı taahhüt etmeleri, mutabık kalınan diğer konularla
birlikte önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak, karbon piyasalarını
ilgilendiren 6. Madde konusundaki ilerleme, zirvenin en dikkat çekici
gelişmelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
İklimle
mücadele için karbon piyasalarının aktif kullanılması fikri, ilk kez ABD’nin
ısrarı sonucu Kyoto Protokolü’ne giren “esneklik mekanizmaları” sayesinde
ortaya çıkmıştı. ABD, daha sonra Kyoto Protokolü’nden çekilse de, piyasa
temelli emisyon ticareti sistemleri (örneğin AB ETS) ve proje temelli esneklik
mekanizmaları (Temiz Kalkınma Mekanizması-CDM ve Ortak Yürütme-JI) başta Avrupa
Birliği olmak üzere birçok ülkede sera gazı azaltımında önemli bir araç olarak
kullanılmaya başlandı.
Gönüllü
karbon piyasaları da 2000’li yılların başında faaliyete geçerek hala gelişim
göstermektedir. Bu piyasaların etkinliği ve faydalı bir araç olup olmadığı
konusunda tartışmalar sürse de, karbon piyasalarının temel mantığı,
yükümlülüğünden fazla emisyon azaltımı yapan işletmelerin bu fazla azaltımları,
düşük maliyetle emisyon azaltımı yapamayan işletmelere satmalarına dayanır.
Sonuç
olarak, COP29’un karbon piyasaları konusundaki ilerlemeleri, uluslararası
karbon ticaretinin geleceği açısından büyük bir adım olabilir. Eğer bu sistem
doğru bir şekilde kurulur ve güvenilir bir şekilde işletilirse, 2025’te
başlayacak uluslararası karbon ticareti, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için
önemli bir finansman kaynağı yaratabilir.
COP29’da 6. Madde ile İlgili Alınan Kararlar
Paris Anlaşması'nın 6. Maddesi, karbon piyasaları konusunda önemli
düzenlemeleri içeriyor ve uluslararası işbirliğini şekillendiren temel bir
metin olarak dikkat çekiyor. Bu madde, özellikle üç farklı işbirliği
mekanizması tanımlıyor: 6.2, 6.4 ve 6.8. Her bir mekanizma, karbon ticareti ve
piyasa dışı yaklaşımlar arasındaki farklı işbirliklerini kapsıyor. COP29
toplantısında, bu mekanizmaların detayları üzerinde önemli ilerlemeler
kaydedildi.
6.2 ve 6.4 Maddeleri: Karbon Piyasaları ve Ticaret
6.2 Maddesi, ülkeler arası karbon ticaretini düzenler ve Uluslararası
Transfer Edilebilir Azaltım Çıktıları (ITMO) adı verilen emisyon birimlerinin
alım satımını öngörür. Bu mekanizma, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Kyoto
Protokolü’ndeki uluslararası ticaret sistemlerine benzer bir yapı sunar. 6.4
Maddesi ise, dünya genelinde emisyon azaltımlarını ticaret için bir
uluslararası karbon pazarı oluşturur ve BM organı tarafından yönetilen bu yeni
sistem, kamu ve özel sektörün katkı sağlayabileceği projeleri kapsar.
6.8 Madde: Piyasa-Dışı Yaklaşımlar
6.8 Maddesi ise emisyon ticaretine sıcak bakmayan ülkeler arasında kalkınma
yardımları gibi piyasa-dışı işbirliklerini teşvik eder. Bu mekanizma, ülkeler
arası daha esnek işbirliklerine olanak tanır.
COP29’un Rolü ve Karbon Piyasalarındaki Gelişmeler
COP29 toplantısında, karbon piyasalarının işlerliğini artırmak adına önemli
kararlar alındı. Bu kararlar, emisyon azaltımı ve giderimi konusunda hesaplama
yöntemlerini netleştirirken, aynı zamanda kredi transferi ve şeffaflık
konularında da ilerleme sağladı. Bu düzenlemeler, çifte sayımın önlenmesi ve
uluslararası kredi transferinin daha güvenilir hale gelmesi için gerekli
altyapıyı oluşturuyor.
Karbon Kredileri ve Uluslararası Sicil Sistemi
Karbon kredilerinin uluslararası sicil sistemine kaydedilmesi, ticaretin
şeffaf ve güvenilir bir şekilde yapılabilmesini sağlayacak. Bu sicil sistemi,
BM tarafından denetlenecek ve 2025 yılına kadar faaliyete geçmesi bekleniyor.
Karbon Piyasalarının Avantajları
Karbon piyasaları, emisyon azaltımı konusunda ekonomik olarak cazip çözümler
sunar. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında maliyet etkin çözümler
sağlamak için "kirleten öder" prensibi işleyişe girebilir. Bu sistem,
emisyon azaltımını daha sürdürülebilir kılmak ve sanayiye yatırım fırsatları
sunmak için önemli bir araçtır.
Sonuç ve Gelecek Beklentileri
COP29’da, karbon piyasalarının geleceği için önemli bir dönüm noktası
yaşandı. Bu düzenlemeler, karbon ticaretinin daha güvenilir ve şeffaf bir hale
gelmesini sağlarken, global düzeyde emisyon azaltımına katkı sağlayacak bir
yapı oluşturdu. Bu gelişmeler, önümüzdeki yıllarda karbon piyasalarının daha
küresel bir yapıya bürünmesine olanak tanıyacak.
Bu yazı, Türkiye'nin Paris Anlaşması 6. Maddesi çerçevesinde karbon
piyasaları, emisyon ticareti ve karbon giderme (carbon removals)
stratejilerinin geleceği hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapmaktadır.
Yazıdaki ana noktaları özetleyerek bir rapor oluşturabiliriz. İşte karbon ile
ilgili ana başlıklar:
Karbon Piyasaları ve
Türkiye'nin Durumu
1. Türkiye'nin
Karbon Piyasaları Geçmişi:
- Türkiye,
Kyoto Protokolü döneminde karbon piyasalarına katılmamış ve bu alanda
geride kalmıştır.
- Ancak,
gönüllü karbon piyasasında önemli bir tecrübe kazanılmıştır. Türkiye, bu
piyasa ile birçok emisyon azaltım projesi gerçekleştirmiş ve uzmanlık
geliştirmiştir.
- Bu
süreç, emisyonların izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması (MRV) gibi
konularda ilerleme kaydetmiştir.
2. Ulusal
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS):
- Türkiye'nin
yakın zamanda ulusal ölçekte bir emisyon ticareti sistemi kuracağı
öngörülmektedir.
- Paris
Anlaşması 6. Madde'nin işlerlik kazanması, yeni ETS'nin kurulması ve
kurumsal düzenlemeler açısından önemli sonuçlar doğuracaktır.
- Bu
sistemin başarılı olabilmesi için İklim Değişikliği Başkanlığı ve
Bakanlık düzeyinde yeniden yapılandırma ve güçlendirme gereklidir.
3. NDC
Güncellemeleri ve 6. Madde:
- Türkiye,
Paris Anlaşması gereği her 5 yılda bir Ulusal Katkı Beyanı (NDC)
güncellemesi yapmalıdır. 2025 yılına kadar 2035 hedefleri
belirlenmelidir.
- Türkiye'nin
mevcut hedefi, 2038'de emisyon zirve yapmayı öngörmektedir, ancak bu
hedefin geçerliliği ve gerçekliği sorgulanmaktadır.
4. Karbon
Piyasaları ve ITMO'lar:
- Paris
Anlaşması 6. Madde, ülkelerin emisyon azaltımı için ITMO (Uluslararası
Ticaret Edilebilir Karbon Birimi) alıp satmalarına olanak sağlar.
- Bu
mekanizma sayesinde, ülkeler daha düşük maliyetle emisyon azaltımı
yapabilir ve daha iddialı hedefler belirleyebilir.
- Türkiye'nin
bu yeni mekanizmayı kullanarak daha makul bir hedef belirlemesi
gerekmektedir. Ancak, Türkiye'nin ITMO alıcısı mı yoksa satıcısı mı
olacağı sorusu hala belirsizdir.
5. A6.4ER
ve ETS Entegrasyonu:
- Türkiye'nin
ulusal ETS sistemine A6.4ER (Paris Anlaşması 6.4 Maddesi ile ilgili
Karbon Birimleri) dahil etmesi önerilmektedir.
- AB
ETS’nin ilk dönemlerinde CDM projelerinin dahil edilmesi, karbon
fiyatlarını düşürmüştür. Türkiye'nin ETS sistemine dahil edeceği karbon
kredileri arzı artırabilir ve fiyatları etkileyebilir.
- ETS'ye
dahil olan şirketlere, A6.4ER'lerden faydalanma konusunda belirli
limitler getirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
6. Karbon
Giderme (CDR) ve Türkiye'nin Fırsatları:
- Madde
6.4, sadece emisyon azaltımını değil, karbon giderme projelerini de
kapsar. Bu projeler, ormanlaştırma, mevcut ormanların restorasyonu ve
tarımsal toprak yönetimi gibi doğal yaklaşımları içerir.
- Türkiye,
bu tür projeleri geliştirebilir ve STK’lar ile özel sektörün önünü açan
fırsatlar yaratabilir.
- Orman
ve tarım alanlarında faaliyet gösteren çiftçilerin bu sürece dahil
edilmesi mümkündür.
7. Sınırda
Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) ile İlişki:
- CBAM,
ithalatçı ülkelerde uygulanan karbon fiyatlarını maliyetten
düşürmektedir.
- Madde
6.2 (ITMO ticareti) CBAM içine dahil edilebilirken, Madde 6.4 (A6.4ER
birimleri) CBAM için belirsizdir. Çünkü PACM’ler proje temelli emisyon
azaltımı yaparken, CBAM ürün temelli gömülü emisyonlara odaklanır.
Sonuç ve Öneriler
·
Türkiye'nin Karbon Piyasası Stratejisi:
Türkiye, karbon piyasaları konusunda geçmişte geride kalmış olsa da, gönüllü
karbon piyasası ve yeni kurulacak ETS ile önemli adımlar atmaktadır. Paris
Anlaşması 6. Madde'nin uygulamaya girmesiyle, Türkiye'nin daha iddialı hedefler
belirlemesi ve karbon ticaretine katılması mümkündür.
·
Karbon Giderme Projeleri:
Türkiye, karbon giderme projeleriyle ilgili fırsatları değerlendirebilir.
Ormanlaştırma ve tarımda karbon giderme faaliyetleri, ülkenin emisyon azaltım
hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayabilir.
·
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması
(CBAM): Türkiye'nin karbon ticaretinin CBAM ile ilişkisini
netleştirmesi ve bu mekanizmanın Türkiye'nin karbon ticaret stratejilerine
nasıl etki edeceğini değerlendirmesi önemlidir.
·
Karbon Fiyatlandırma ve ETS:
Türkiye'nin ETS sistemine dahil edeceği karbon kredilerinin etkisini iyi analiz
etmesi, karbon fiyatlarını dengeleyebilmek için stratejiler geliştirmesi
gerekmektedir.
Bu rapor, Türkiye'nin karbon piyasaları ve Paris Anlaşması 6. Maddesi
çerçevesinde atması gereken adımlar hakkında genel bir değerlendirme sunmaktadır.
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..