Paris İklim Anlaşması'nda Hayal Kırıklığı, Donald Trump Reddetti!

ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'ın bahçesinden yaptığı açıklamada ülkesinin Paris İklim Anlaşması'ndan çekildiğini açıkladı.

COP21 Paris İklim Müzakelerini takip ettiğim ilk yazımda "
Kyoto Protokolü 1997’de COP3’te imzalandı. Kyoto Protokolü Sera gazı emisyonlarının %5 azaltılmasını hedefliyordu. Ancak ABD Senatosu imzalamadığı için 2004’e kadar yürürlüğe giremedi ve sonrasında da uygulanamadı. Kyoto’daki hayal kırıklığı, 2009 Kopenhag’daki COP15’te de devam etti. Bu yüzden COP21, iklim değişikliğiyle mücadele için son şans olarak görülüyor" diye yazmıştım.




ABD Başkanı Donald Trump yaptığı açıklama:
"Bugün itibariyle ABD olarak, üzerimizde acımasız finansal ve ekonomik yük yaratan ve herhangi bir bağlayıcılığı olmayan Paris İklim Sözleşmesi'nin tüm uygulamalarını sonlandırıyoruz. Mevcut anlaşmanın şartlarını yerine getirmek ABD için çok pahalıya mal olacak, "daha adil bir Paris Anlaşma" için çalışacağız." Dedi
"ABD vatandaşlarının refahını öncelemeyen bir anlaşmada yer alamayacaklarını" belirten Trump, sözleşmenin "başka devletlere fayda sağlamak için ABD'yi dezavantajlı konuma" ittiğini savundu.
Anlaşmanın imzacısı Çin ve Hindistan gibi devletlerin, hatta Avrupa Birliği'nin bile karbon salınımlarına devam ettiğini söyleyen Trump, ABD'nin çok ağır şartlara maruz kaldığının altını çizdi.
ABD Başkanı ayrıca Demokrat Parti ile masaya oturacağını ve Paris Anlaşması'ndan daha iyi bir seçenek için çalışacaklarını söyledi.
Süreç 2019'dan Önce Başlayamaz
BBC Washington muhabiri Anthony Zurcher, anlaşmadan çekilme kararının kolay uygulanamayacağını yazmış.
Zurcher, Trump'ın anlaşmadan imza çekme kararını tebliğ etse de, resmi sürecin bir sene sürdüğünü ve 2019 yılı Kasım ayına kadar başlayamayacağını söylüyor.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Almanya'nın Bonn'dan yayın yapan medya kuruluşu Deutsche Welle (DW)'nin haberine göre Trump, ABD'nin anlaşmadan çıkma şartlarıyla ilgili henüz bir politika tercihinde bulunmadı. Başkan, yeni imzalanmış uluslararası anlaşmaların bekleme süresi olan üç buçuk yıl bekleyebilir.
Alternatif seçenek ise 1992 tarihli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nden de çekilmek olabilir. Bu durumda ihbar tarihinden bir sene sonra ABD bu kurumdan ve işleyişinden tamamen ayrılmış olacak.
Yenilenebilir enerji üreten Amerikan şirketleri anlaşmadan çekilmeme yönünde görüş bildirmişti. İtalya'da geçen hafta yapılan G7 zirvesi sırasında önde gelen sanayi ülkelerinden altısının liderleri Trump'ı İklim Anlaşması'nın önemine ikna etmeye çalışmışlardı.

Türkiye'den Genç bir Çevre Mühendisi olarak ben ve oluşturduğumuz ekip ile katılmayı planladığımız ve bu konuda çalışmalar yaptığımız Kasım 2017'de yapılacak olan COP23Bonn oldukça sert geçeceğe benziyor.

Dünya'nın karbon salınımında ilk sıralarda olan ABD'nin anlaşmadan tamamen çekilmesiyle COP21 Paris Anlaşması'da hayal kırıklığına dönüşebilir.

AB ve Çin'den Ortak Açıklama, 
Obama'dan tepki Geldi
İklim değişikliğine en çok olumsuz etkide bulunan imzacılardan Çin ve AB'nin Trump'ın açıklaması üzerine ortak bir bildiri yayınlaması bekleniyor.
ABD eski Başkanı ve Paris Anlaşması'nı imzalayan Barack Obama, "Amerikan liderliğinin olmadığı, hatta mevcut yönetimin geleceği reddeden bir avuç ulusa katıldığı bir ortamda, eyaletlerimizin, şehirlerimizin ve şirketlerimizin gelecek nesilleri ve elimizdeki tek gezeni korumak için öne atılıp ellerinden geleni yapacaklarına güvenim tam" diye yazılı açıklamada bulundu. Dünya tepkili, taraflar tepkilerini dile getiriyorlar..
Kısaca Paris İklim Anlaşması Nedir?
İklim değişikliğini kontrol altına alma ve küresel ısınmayı önleme amacıyla Paris'te 2015 yılında varılan mutabakatı 197 taraf ülkeden 147'si imzalamıştı. Anlaşma ile atmosferdeki sera etkisiyle ısınmanın sanayi öncesi çağa kıyasla +2 derecenin altında tutulması konusunda uzlaşılmıştı.
Sözleşmenin sürpriz katılımcısı o güne kadar benzer anlaşmaları imzalamaktan kaçınan ve dünyanın en büyük karbon salınımı yapan ülkesi Çin olmuştu.
Anlaşmada imzası olan ülkeler, küresel sera gazı emisyonunu düşürmeyi hedefliyor. Bu adım, fosil yakıtların yanması sonucu oluşan karbon diyoksit gazının da azaltılması anlamına geliyor.
Süleyman ÇETİN – Çevre Mühendisi (suleymancetin@engineer.com)

Yorum Gönder

0 Yorumlar