TARIM’DA SÜMERLER MEDENİYETİ

M.Ö 4000 yıllarından itibaren başlayan tarihi ile Sümerler; yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gibi pozitif öğretilerin yanı sıra din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda da diğer medeniyetlere örnek olmuşlardır. Sümerler döneminde Mezopotamya'da 18 tanesi büyük olmak üzere yaklaşık 35 şehir ve kasabanın var olduğu bilinmektedir. Bunlara; Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur örnek verilebilir. İlk olarak Uruk Kralı Lugalzagizi aşağı Mezopotamya’daki kent devletlerini bir yönetim altında toplamıştır (M.Ö.2750). Sümerlere Elamlar son vermiş (M.Ö 2000 yıllarının başları) ve böylece Mezopotamya’da Akadların devri başlamıştır.

Esasen "Büyük Tufan" veya "Nuh Tufanı" olarak bilinen felaket sonrasında birbirleri ile giriştikleri mücadeleler ile kendi sonlarını hazırlamışlardır.


1. SÜMERLERDE YAZI VE BİLİM
Dünyanın İlk Okulu; Sümer okulu
Sümer okulunun başı, "okulun babası" da denilen ummia, uzman, profesör idi, öğrencilere de "okulun oğulları" deniyordu. Öğretmen yardımcısına "ağabey" deniyordu; öğrencilerin kopyalaması için yeni tabletler yazmak, öğrencilerin kopyalarını gözden geçirmek ve ezberlerini dinlemek gibi görevleri vardı. 

“Okulun babası" ve "Ağabey" kopyaların doğru olup olmadığına bakardı. Kuşkusuz ezberlemek öğrencinin ödevinde büyük yer tutuyordu. Öğretmenler ve yardımcıları öğrencilerin kopyaladıkları ve çalıştıkları oldukça fazla sözlü ve açıklayıcı malzeme, basit listeler, tablolar ve edebi metinlerle programı desteklemiş olmalılar.

İlk Yazıyı İcat Ettiler ve Üç bin yıl kullanıldı.
Sümerlerin çivi yazısını icadı MÖ 3400’lere dayanıyor. Yazı en karmaşık formunda, antik kâtiplerin hece ve kelimeleri kamıştan bir kalem kullanarak ıslak kil tabletler üzerine yazdığı birkaç yüz karakterden oluşuyordu. Yazılı tabletler daha sonra sertleşmeleri için pişiriliyor ya da güneşin altında bırakılıyordu. Sümerler çivi yazısını ilk olarak ticari işlerin hesabını ve kaydını tutmak için geliştirmiş, fakat zamanla şiirden tarihe, kanunlardan edebiyata her şey için kullanılan tam teşekküllü bir yazı sistemine dönüşmüştü. Yazı birden çok dile adapte edilebildiği için birkaç binyıl boyunca bir düzineden fazla kültür tarafından kullanılmıştı öyle ki arkeologlar, Yakın Doğu’ya ait astronomik metinlerin MS birinci yüzyıl gibi yakın bir tarihte bile çivi yazısıyla yazılmış olduğunu keşfetti.

İlk yazı örnekleri M.Ö. 3300 yıllarında Sümerlerin Uruk şehrinde  bulunmuştur. Bulunan bu  yazılar, ucu sivri araçlarla yazıldığından çivi yazısı ismini almıştır. Sümer yazısı, ya da çivi yazısı adı verilen bu yazı, Sümer rahipleri tarafından tapınak ve depolardaki malları kayıt altına almak amacıyla kullanılmıştır. Buradaki asıl amaç, depolardaki malların isimlerinin belirlenerek birbirleriyle karışmasını önlemek olmuştur. Sümerlerden sonra başka milletler de çivi yazısını geliştirip kullanmışlardır. Bunlar; Akadlar, Elamlar, Hititler, Urartular ve Fenikeler gibi uygarlıklardır. Birçok kavim tarından kullanılan ve çözülmesi zor olan çivi yazısı, 1844’te bir İngiliz subay olan Henry Ravlinson tarafından çözülmüştür. Böylece ilk uygarlıklara dair bilgiler de gün yüzüne çıkarılmaya başlanmıştır. Bu yazı tipi papirüs’ün icat edilmesiyle son bulmuştur.

Arkeologlar Sümer sanatı, çömlekçiliği, heykelciliğine dair sayısız eserin yanı sıra büyük bir çoğunluğu bugün hala tercüme edilmeyi bekleyen 500.000 kadar kil tablet keşfetti. 

Mezopotanya’nın MÖ. 2. binyılın başlarında Amoritler ve Babiller tarafından hakimiyet altına alınmasından sonra Sümerler kademeli olarak kültürel kimliklerini kaybedip bir politik güç olarak varlıklarını sürdüremediler. Tarihlerine, dillerine, teknolojilerine dair her şey hatta adları bile unutuldu. Sırları, İngiliz ve Fransız arkeologlar 19. Yüzyılda antik Asurlular hakkında kanıt ararken Sümer eserlerine rastlayana kadar Irak çöllerinin kızgın kumları altında gömülü kaldı.

Sümerlerde Bilim
Binlerce tablette ağaç ve kamış, böcek ve kuşlar da dâhil her türden hayvan, ülke, kent ve köy, taş ve maden adlarının uzun listelerini buluruz. Bu derlemeler bitkibilim, hayvanbilim, coğrafya ve madenbilimleriyle ilgili çok dikkat çekici bilgiler içerir ve bilim tarihçilerinin yeni değerlendirmeye başladıkları bir olgudur bu.

Birlikte pek çok ayrıntılı matematik problemi hazırlıyorlardı. Dilbilim alanında, Sümer dilbilgisi çalışması okul tabletlerinde çok iyi sunulmuştur. Uzun isim tamlamaları ve fiil çekimleri listelerinin yazılı olduğu bazı tabletler çok incelikli bir dil bilgisel yaklaşımı gösterir. Şiirler ve elbette Gılgamış Destanı edebiyatta oldukça gelişmiş olduklarına şahitlik eder.

Sümerlerde Şiir ve Edebiyat
Bağdat’ın yüz mil kadar güneyindeki Nippur'da yaptığımız kazıda bulunan önümdeki masada yaklaşık dört binyıl önce yaşamış bir yazmanın elinden çıkma bir tablet duruyor. Yazı çiviyazısı ya da çivi-işaretleridir; dili Sümercedir. Kare şeklindeki tabletin bir kenarının uzunluğu yirmi üç santim; bu haliyle standart bir daktilo kâğıdından daha küçük.

Keşfettiğimiz tableti yazmanı tarafından on iki sütuna bölmüş. En küçük yazısıyla, bu sınırlı alana altı yüz dizeden fazla tutan bir Sümer kahramanlık şiirini sığdırmayı başarmış. Bu şiiri "Enmerkar ve Aratta Beyi" diye adlandırabiliriz. Şiirde işlenen karakterler ve olaylar neredeyse beş binyıl öncesine gidiyorsa da, bizim çağdaş kulaklarımıza tuhaf bir biçimde tanıdık gelirler, çünkü şiir günümüz ve çağımızın güç-politikası tekniklerini çağrıştıran siyasi bir olay kaydıdır.

Sümerli yazmanlar binlerce çivi yazısı tabletlerine atasözü, her türden düstur, özdeyiş, özlü söz, yakıştırmalar, paradokslar ve fablları da dahil etmişlerdi.
"Bir efendin olabilir, bir kralın olabilir,
Ama asıl korkulacak adam vergi memurudur!"

Sümer Hükümdarları
Eski Sümer hükümdarları, fatih olarak ne kadar büyük başarılar elde etmiş olurlarsa olsunlar, acımasız tiranlar ve mutlak monarklar değillerdi. Bütün önemli devlet sorunlarında, özellikle savaş ve barışla ilgili durumlarda, halkın önde gelenlerinden oluşturulmuş resmi bir meclise danışırlardı. Şehir devletleri birbirine karşı sınırları korumak ve kollamakla memurdular. Bunu Hukuk belgelerinde görüyoruz.

Sümerlerde Hukuk
Geçen yüzyılda arkeologlar, her türden "Sümer hukuki belgesini içeren sözleşmeler, akitler, vasiyetnameler, makbuzlar ve mahkeme kararları gibi binlerce kil tablet çıkarmışlardır. Kadim Sümer'de ileri düzeydeki öğrenci, zamanının büyük bölümünü hukuk alanına ayırır ve düzenli olarak yasa kitabeleri ve daha önce görülmüş mahkeme kararlarının yanı sıra son derece uzmanlaşmış hukuk terminolojisini yazma alıştırmaları yapardı.


2. SÜMERLERDE TARIM
Sümerlerin çanak, çömlek, kazan, ekmek pişirme tandırları gibi birçok araç ve gereci yapmışlardır. Bununla birlikte Sümerler sert ve güçlü madenleri de işlemiş oldukça gelişmiş bir yapı tekniği kullanarak taş, kerpiç ve tuğlalar kullanarak iki ve üç katlı evler inşa etmişlerdir.

Şaşırtıcı şekilde bir sulama sistemi kullanan Sümerler, Fırat ve Dicle’nin alüvyon yüklü sularını dizginleyip, bataklıkları kurutup yaşadıkları yerlere kanallarla su taşımışlardır. Bentler yapmışlar, sel baskınlarının önlemişler ve barajlar yaparak ihtiyaç suyunu koruma altına almışlardır. Sümerler yapmış oldukları düzenli sulama ile tarım arazilerinden oldukça verim almış ve elde ettikleri mahsulleri depolamayı başarabilmişlerdir.

Bir ekibin Irak’ta yaptığı kazılarda bulunan 3500 yılı aşkın bir zamandan öncesine ait küçük bir kil tablet, tarım tarihinde temel öneme sahip bir belgedir. Parçalar bir araya getirildiğinde 108 satıra ulaşan bu belge, bir çiftçinin oğluna bir yıl içinde gerçekleştirdiği tarımsal etkinliklerde kılavuzluk etmesi amacıyla verdiği talimatları içerir; bu öğütler mayıs-haziran aylarında tarlaların sular altında kalmasından başlar ve gelecek nisan-mayıs aylarında yeni alınan ürünün ayıklanması ve tanelerinin ayrılmasıyla sona erer.

Sürme ve ekme işlemleri bir tohumluk yardımıyla aynı anda yapılıyordu; sabana tutturulan bir kabın dar ucundan tohumların evleklere inmesi sağlanıyordu. Çiftçiye, yaklaşık altı metrelik genişlikte sekiz evlek açması öğütlenir.

Tohumların eşit derinliğe gömülmesi gerekir. Elkitabının deyişiyle, "Gözün arpa tohumu eken adamda olsun da, tohumları düzenli olarak iki parmak derinliğe atsın. Eğer tohum toprağa gerektiği biçimde düşmüyorsa, "sabanın dili" (yani saban demiri) değiştirilmesi gerekir.”
Başka bir tablette zıtlıklar ve üstünlüklerden faydalanılmıştır; "Kış Yaz'a, Tahıl Sığır'a, Kuş Balık'a, Ağaç Kamış'a, Bakır Gümüş'e üstün gelir.”

Kazma ile Saban Şiiri
"Kazma ile Saban" arasındaki tartışmada Kazma, Saban'a üstün gelir." denilmektedir. Bu şiirde kazmayı betimler;
"Hey, Kazma, iple bağlı Kazma,
Dişbudak ağacından dişli, kavaktan yapılmış kazma,
"Deniz kerestesi" dişli, ılgından yapılmış kazma,
İki dişli, dört dişli kazma,
Kazma, zavallı herif, her zaman kuşağını kaybeder,
Kazma Saban'a meydan okur.”

Yayın; Samuel Noah Kramer, (1956), Tarih Sümer'de Başlar: Yazılı Tarihteki Otuzdokuz İlk, Kabalcı Yayınevi, 1999 Baskısı, İstanbul.


KISACA SÜMERLER;
ü  Mezopotamya’da ilk uygarlığı kuranlardır.
ü  Aşağı Mezopotamya’da kurulmuştur.
ü  Şehir devletlerine ‘Site’ adı verilir.
ü  Urgakina, ilk Sümer kanun yapıcısıdır.
ü  Sümer yasalarında fidye esası görülür.
ü  İlk Sümer Kralları aynı zamanda başrahiplerdi.
ü  Tekerleği icat eden kavim olarak bilinmektedirler.
ü  Yazıyı da icat eden toplum Sümerlerdir.
ü  Ziggurat adı verilen çok katlı tapınaklar yapmışlardır.
ü  Sümerler ilk sayı sistemini bulmuşlardır.
ü  Takvimi ilk kez çembere göre ayarlamışlardır.
ü  İhtiyaçlar insanları bilimsel çalışmalara yönlendirmiştir.
ü  Gılgamış, Tufan ve Yaradılış dini manzumelerini yazmışlardır.
ü  Çok tanrılı din inanışı hâkimdir.
ü  Güneş saatini de ilk Sümerler bulmuştur.
ü  Günümüzdeki Matematik, Geometri ve Astronominin temellerini atmıştır.


Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Tarımla alakası yok 😒🙄

    YanıtlaSil
  2. "Gözün arpa tohumu eken adamda olsun da, tohumları düzenli olarak iki parmak derinliğe atsın. Eğer tohum toprağa gerektiği biçimde düşmüyorsa, "sabanın dili" (yani saban demiri) değiştirilmesi gerekir.”

    YanıtlaSil

Yorumunuz İçin Teşekkürler..