Daha Yeşil Gelecek Çalıştay Deklarasyonu

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz Havzasında yer alan Türkiye, her geçen gün iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık ve biyoçeşitlilik kaybının etkilerini daha yoğun yaşamaya devam etmektedir. Halbuki ormanlar odun ve odun dışı orman ürünleri, ekosistem hizmetleri ve dışsal faydalar sunmaktadır. 

Artan sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel, çığ ve taşkınlar, heyelan, fırtına ve orman yangınları başta olmak üzere afetlerin sayısı ve şiddetinde de belirgin bir artış gözlenmektedir. Özellikle 28 Temmuz- 12 Ağustos 2021 tarihleri arasında 16 gün boyunca 299 orman yangını çıkmış ve kontrol altına alınmıştır. Bu süre zarfında birçok ülkede orman yangını çıkmıştır. Temmuz ayı Dünya için  142 yılın en sıcak ayı olduğu da hatırlatıldı.

Akdeniz bölgesi (Adana, Antalya, Muğla) orman yangınları sebebiyle oldukça zorlu bir dönem geçirmiştir. Fazla sıcak, düşük nem, sert rüzgar, blok orman, sarp arazi ve taşlı kayalı, orman içi yerleşimleri zorlukları orman yangınlarını daha zorlu kılmıştır. 

Özellikle Akdeniz kuşağında meydana gelen orman yangınları özelinde kamuyu daha çok bilgilendirmek, sivil toplumun bu konudaki çalışmalarını ve bundan sonra yapabileceklerimizi ele almak üzere bir çalıştay organize edilmiştir. Bu çalıştayın ev sahipliğini 19 Ağustos 2021 tarihinde Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi yapmıştır. Çalıştayın moderatörlüğünü Orman Yüksek Mühendisi Mustafa ÇETİN yapmıştır.

Çalıştaya katılan STK'lar; UNCCD-COP 12 gençlik bildirisinin yayımlayan, Daha Yeşil Bir Dünya İçin Gençlik Platformu çalışmaları yapmış ve Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesine (UNCCD) akredite olan sivil toplum kuruluşları olduğu ifade edildi.

DİSİPLİNLER ARASI ÇALIŞTAY ÇIKTILARI

1.      Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Paris İklim Değişikliği Anlaşması, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı, 11. Kalkınma Planı iklim değişikliği, ormansızlaşma, çölleşme ve kuraklık, biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunlar için projelerde entegre anlayış (diğer kurumlarla işbirliği, diğer meslek disiplinleri ile eşgüdüm, halkın katılımı) ortaya konulmalıdır.  Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), her ülkeye, kuruma, şirkete ve bireye 17 amaç çerçevesinde hedefler ortaya koyuyor ve yeşil ekonomi dönüşümünü destekliyor. Paris İklim Değişikliği Anlaşması ile bir takım yükümlülükler (NDC) ortaya koyarken GEF gibi çevre ve iklim finansmanını yönlendiriyor. Avrupa Birliği (AB), Yeşil Mutabakat ile bir karbon vergisi dahil bir inisiyatif belirlerken daha etkin devreye sokmak için Sosyal İklim Fonu oluşturuyor. Bu çalışmalar ve fonlar için daha entegre çalışmalı ve yeşil dönüşümün sadece ulusal değil yerel bir gündemi de olmalıdır. Bu sebeple özellikle ormanlar için yerel yönetimler çözümün parçası olmalıdır.

2.      Akdeniz Havzası’nda sıcaklığın yükselmesi, nemin düşmesi, yağış rejiminin dengesizleşmesi ve sıcak hava dalgalarının artması yangını tetikliyor ve ortaya çıkan yangın alanın genişlemesine ve yangın sayısının artmasına yol açıyor. Duyarlı ve bilgili bireyler için eğitimler çok önemlidir.

3.      Özellikle Akdeniz ekosisteminde orman yangınlarıyla bilimsel çalışmalar için “İklim Değişikliği ve Orman Yangınları Araştırma Merkezi” kurulabilir. Bunun yanında orman yangınları için daha fazla sivil toplum kuruluşları kurulmalıdır.

Özellikle ekosistem rehabilitasyonu ve restorasyonu ile ormanların dönüşümüne imkan verilmelidir. Bununla ilgili UNEP Ekosistem Restorasyonu 10 Yıllık Plan ve rehberlerimizle mesafe katedilebilir. Diğer yandan Yeni ormancılık teknikleri ve Permakültür teknikleriyle ormanlar iklim değişikliğine uyumlu hale getirilmelidir.

4.      Anayasanın “169. Maddesi” ile ormanların korunması ve geliştirilmesi güvence altına alınmıştır. İlgili maddede: “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir” denilmektedir. Yanan alanların gelecekte imara açılacağı öngörüsü Anayasanın ilgili hükmüne aykırıdır. “6831 Sayılı Orman Kanunu”nda ise “Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve 20 bin TL ye kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler 2 yıldan 7 yıla kadar hapis ile cezalandırılır. Kasten orman yakan kişi, 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” şeklinde caydırıcı hükümler bulunmaktadır. Bireysel olarak doğru bilginin yayılmasına katkı sağlanabilir. Her bilgi araştırmadan paylaşmaması gerektiğine dikkat çekildi. 

5.      Güçlü STK alt yapısı ve gönüllü çalışmaları ile ormancılık camiasında önemli faaliyetler yapıldığına dikkat çekildi. Mega yangınlarla ilgili raporlar hazırlanarak kamuoyu bilgilendirmeli, bunun yanında ormancılık sivil toplum kuruluşları(STK) raporları dahil olmak üzere hızlı cevap verilmelidir.

6.      Ormancılık birimlerinin (OGM, DKMP, ÇEM) özel araştırma projeleri, havza temelli kırsal kalkınma projeleri, ORKÖY destekleri ve bunun yanında 300-350 milyon fidan üretim kapasitesi ile bu doğal felaket bertaraf edilebileceğine mutabık kalındı. Mikro projelerle tüm STK’lar bu tür çalışmalar yapabilir. Bireyler özel ağaçlandırma projeleri ile çalışmalar yapabilir.

7.      Akdeniz havzasında ormanların ürün, hizmet ve dışsal faydaların bilançolara yansıtılması kolay olmadığı dile getirildi. Kurumlarda yapısal dönüşüm, liyakate dayalı kariyer planlaması ve Stratejik planlamanın önemli olduğuna dikkat çekildi.

8.      Orman yangınları konusunda seferberlik bilinci daha fazla arttırılmalı; su tankı, baret, yanmaz eldiven gibi alet ve ekipman envanteri daha hızlı erişilebilir olmalı, gönüllülük faaliyetlerinin koordinasyonu sağlanmalıdır. Orman yangınları alo yangın ihbar hattı (177) konusunda algı araştırması yapılarak gerekirse ismi değiştirilmelidir.

9.      Mevcutta 3000 kadar olan stratejik orman girişlerine fotokapan yerleştirilmesi uygulaması daha fazla kamuoyunda yer verilmeli ve caydırıcı diğer önlemler devam ettirilmelidir.

10.  Ormanlarla ilgili hassasiyet sivil toplumun ve her vatandaşın gündemine girmiştir. Her sivil toplum kuruluşu Orman Genel Müdürlüğü ile protokollerle ağaçlandırma dahil olabilir. Fidan dikme kampanyaları, fon/bağış yönetimi etik olacak şekilde yapılmalıdır. Fidan dikme kampanyaları gibi orman temizliği kampanyaları (çam şişe gibi çöpleri toplamaya yönelik kampanyalar) yapılabilir.

11.  Yörükler, çobanlar, orman köyleri gibi yerel ve kırsal halk coğrafyalarından mahrum olmuşlar, temel insan hakları olan barınma hakkı gibi haklardan mahrum kalmışlardır. Çevre hakkı, eğitim hakkı ve temel insan haklarını güçlendirici çalışmalar yapılabilir.

12.  Orman yangınları afetzedelerinin yerinde kalkındırılması ve rehabilitasyonu önemlidir. Özellikle keçi ve keçicilik teşvik edilmelidir. Keçiciliğin sürdürülebilir insani ve kırsal kalkınmaya etkisi yanında Orman yangınlarına sebep olan otların yani diri örtünün değerlendirilmesine de vesile olmaktadır.

13.  Orman yangınlarının önlenmesi ve mücadelesi için yerel yönetim olarak belediyeler, İç işleri Bakanlığı Doğa, Çevre ve Hayvanları Koruma Timi ve Polisleri, AFAD Bölge Müdürlükleri her biri kendi içinde orman izinleri haricinde işler için orman mühendisi istihdam etmelidir. Gençler ve çocuklar öncelikli olmak üzere doğaya bakış açılarımızı ve bilincimizi geliştirmeliyiz. Orman yangınları, sel çığ heyelan gibi afetlere karşı eğitimler devam ettirilmelidir.

14.  Ormanlara giriş yapan kamçılar, ekoturizmciler ve dağcı gibi grupların sertifikalı olması teşvik edilmelidir.

15.  Yanan alanlarda bulunan korunan alanlar ve ören yeri/ sit alanların korunması önemlidir.

16.  Bilindiği gibi yanan alanlar orman sağlığı için kesim yapılmakta ve fazlaca odun emvali ortaya çıkmaktadır. Orman ürünleri ve mobilya sektörüne yönelik yanan alanlardan gelecek (arz edilecek) odun emvali hammaddesinin sürdürülebilir yönetimi sağlanmalıdır.

17.  Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi (EFFIS)'ne göre ülkemiz orman yangınlarıyla mücadelede oldukça başarılı olduğu bilinmektedir. Orman yangını konusunda tehlike, risk ve hassasiyet haritaları ve planları yapılmalıdır. Mega yangınlar için tahliye operasyonları yapılmalıdır. EFFİS raporları detaylıca incelenebilir.

18.  Orman yangınlarında oldukça tecrübeli Orman Genel Müdürlüğü koordinesinde orman yangınları için 12 uçak, 66 helikopter, 9 İHA, 1 insansız helikopter, 850 arazöz, 430 iş makinesi, 5250 personel görev yapmıştır. Türkiye genelinde toplam 776 adet yangın gözetleme kulesi ile yangınların erken fark edildiği ve ilk müdahalenin 15 dakikadan önce yapıldığına dikkat çekildi. Örnek vermek gerekirse Muğla Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı Muğla ve Aydın'da da 58 yangın gözetleme kulesi bulunuyor. Yaygın ve helikopter için pratik olan 4150 yangın havuzu da önemli bir çalışmadır. Ülkemiz için orman yangınları ile mücadelede helikopter kullanmanın pratikte (helikopterin sorti sayısı daha fazladır ve uçak en az 2kmlik su yüzeyi ihtiyacı vardır) ve coğrafi şartlardan dolayı daha etkili olduğu dile getirilmiştir. Orman yangını konusunda Akdeniz ülkeleri ile işbirliği artırmalı, diğer ülkelerle helikopter ve uçak anlaşmaları yapılmalıdır.

19.  Orman Bilgi Sistemi (ORBİS), Tarım Orman Komisyonu, ilgili Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulu, Orman Yangınları Bilim Kurulu ve askeri kuvvetlerin tecrübesi, bilgisi ve kapasitesi orman yangınlarında daha çok kullanılmalıdır. 

20.  Yanan alanların askeri işgal operasyonlarına hazır hale getirildiği düşünülebilir. Orman yangınlarının diğer ülkelerin askeri operasyonu gibi düşünülmesi yerinde olabilir. Ve böylece yanan alanların savaş halinde olmamız gibi askeri stratejik bölge olmasına dikkat çekilmeli ve buna göre önlemler alınmalıdır.

21.  Terör örgütlerinin çevre, doğal kaynaklar, hayvanlara verdiği zarar ve orman yangını çıkarması unutulmamalıdır.

22.  Ülkemiz orman varlığının ve yanan alanların büyük çoğunluğu doğal kızılçam ormanları olduğuna dikkat çekildi. Kızılçam ve Toros Sediri ülkemizin en önemli asli orman ağacı olduğu dile getirildi. YARDOP Projeleriyle zeytin, harnup (keçiboynuzu), defne, servi, incir, dut, ceviz gibi türler dikilmiştir. Yanan alanların alternatif uygulamalar ve ağaç türleri ile dönüşümüne izin verilmelidir. İklim değişikliği ile orman yangınlarını artmaması için projeler üretilmelidir.

23.  Orman yangınlarından birey,  toplum ve kurumlar olarak dersler çıkarılmalıdır. Orman yangını bölgelerinde yaşayanların devlete ve hayata olumsuz bakacakları göz önünde bulundurularak manevi destek ekiplerinin önemine dikkat çekildi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından manevi destek ekipleri için orman yangını afetzedelerine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle manevi destek ekiplerine yönelik orman yangınları afetzedeleri için eğitim modeli/ modülü geliştirilmelidir. Böylece yeni görevlendirmeler ve acil eylemlerle manevi destek ekipleri daha etkin çalışmalar yapmalıdır.

 



 







Yorum Gönder

0 Yorumlar