28 Mayıs, 2001 yılından bu yana kırkı aşkın ülkede “Dünya Oyun Oynama Günü” olarak kutlanıyor. Bu anlamlı gün, Uluslararası Oyuncak Kütüphanesi Birliği tarafından oyunun, özellikle çocuk gelişimi üzerindeki vazgeçilmez etkisini vurgulamak amacıyla ilan edildi. Yeşil Orman Okulu çocukların temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede eğitim alma hakkını savunarak çocukların açık hava eğitim ortamlarında oyun hakkını savunuyor. Bu anlamda 2024 de çocuk oyunları üzerinde yaptığı çalıştay ile bu konu üzerinde eğitimler yapıyor. Oyun Kâşifi Öğretmen Ayşe Gümüş yıllarca biriktirdiği çocuk oyunlarıyla; “Oynayan çocuk, düşünen çocuk; doğada oynayan çocuk ise hem düşünen hem hisseden çocuktur.” diyor.
Biz de yeşil ormanın içinden bu çağrıya ses veriyor, doğanın iyileştirici gücünü oyunun dönüştürücü gücüyle buluşturarak sizleri her gün biraz daha oyunla ve doğayla iç içe bir yaşama davet ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki ormanda oynanan her oyun, yalnızca bir eğlence değil, aynı zamanda iyileştirici bir deneyimdir.
Ormanda Oyun Deyince…
Oyun, ilkel toplumlardan bugüne insanın doğayla bağını güçlendiren, topluluk ruhunu pekiştiren kadim bir uğraş. Dalların salınışını takip ederek geliştirilen bir saklambaç, çamurla yapılan çorba, taşlarla kurulan bir kale… Oyun, doğanın sunduğu sınırsız malzemeyle çocuğun hayal dünyasında hayat bulur.
Bizim de çocukluğumuzun “Oradan Buradan Çıkmaca” gibi kendi doğaçlama oyunları vardı. Ne bir uygulamaya, ne de oyuncaklara ihtiyaç duyardık. Ağaçlar, taşlar, toprak; hepsi oyunumuzun doğal parçasıydı. Oyun, bu anlamda hem kişisel hem de kültürel hafızamızın yeşil bir izidir. Geleneksel oyunları keşfetmek ve yaşatmak gerekir.
Doğada Oynanan Oyunlar: Öğrenmenin En Doğal Yolu
Modern bilimsel araştırmalar, oyunun sadece fiziksel değil, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim üzerinde de derinlemesine bir etkisi olduğunu gösteriyor. Özellikle doğayla iç içe geçen oyunlar, çocukların dikkat süresini artırıyor, stres seviyelerini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve hayal gücünü zenginleştiriyor.
Oyun, öğrenmenin en doğal, en eğlenceli biçimidir. 21. yüzyılda oyun; okul müfredatlarında, iş yaşamında, hatta şehir planlamasında bile yerini alıyor. Ancak biz oyunun en saf, en öğretici halini ormanda, çimenlerde, yağmur damlaları arasında görüyoruz.
Oyun ve Orman Pedagojisi
Orman pedagojisinde oyun, sadece bir etkinlik değil; çocuğun doğayla kurduğu bağın aracıdır. Ünlü eğitimciler ve filozoflar da bu görüşü destekler nitelikteydi:
- Maria Montessori: “Oyun, çocuğun işi; oyuncağı ise doğanın kendisidir.”
- Jean Piaget: “Oyun, zekânın gelişmesinin doğal sonucudur.”
- Johan Huizinga: “Kültür, oyunun içinden doğar.”
- Albert Einstein: “Oyun, araştırmanın en yüksek biçimidir.”
- Carl Jung: “Yaratıcılık, akıldan değil; oyun içgüdüsünden doğar.”
- Daniel Goleman: “Oyun, çocuğun kendini bulduğu ve duygularıyla baş etmeyi öğrendiği en doğal araçtır.”
- Oyun Kâşifi Öğretmen Ayşe Gümüş; “Oynayan çocuk, düşünen çocuk; doğada oynayan çocuk ise hem düşünen hem hisseden çocuktur.” diyor.
Oyun Bir Haktır, Doğada Oynamak Daha da Güçlü Bir Hak
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 31. Maddesi, çocuklara oyunu temel bir hak olarak tanır. Biz diyoruz ki; doğada oynamak, bu hakkın en özgür halidir. Çünkü toprakla temas eden ayak, gerçekliği hisseder. Ağaçların arasında koşan çocuk, doğanın ritmini öğrenir. Kuşların ötüşüyle yankılanan bir kahkaha, dünyadaki en sağlıklı melodilerden biridir.
Yetişkinler İçin de Oyun Var: Doğada Hareket, İçimizde Neşe
İrlandalı yazar George Bernard Shaw der ki: “Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız; oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız.” O halde haydi, yetişkinler olarak yeniden toprağa basalım. Tahtadan salıncaklar kuralım, taşlardan kuleler dizelim, yaprakları kostüm yapalım. Çünkü oyun, doğada sadece çocukların değil; her yaştan insanın ilacıdır.
Doğada oynanan oyunlar; kaslarımızı çalıştırırken, beynimize taze oksijen taşır. Gülmek, koşmak, birlikte üretmek; yalnızca mutluluk hormonu salgılamaz, aynı zamanda ilişkilerimizi de besler. Endorfinle birlikte güven artar, dostluk derinleşir, aile bağları güçlenir.
“Doğa Oyunla Şifadır!” Diyen Herkese Açık Davetimizdir
Eğer çalıştığınız kurum orman temelli eğitimler sunuyorsa, eğer okulunuzda açık hava oyunlarına alan açılıyorsa, eğer evinizin bahçesinde ya da balkonunuzda bile toprağa, taşa, yaprağa yer veriyorsanız… Şanslısınız. Çünkü siz doğanın oyun davetini çoktan duymuşsunuz.
Ormanla iç içe bir yaşamda, oyun oynamak yalnızca eğlenmek değil; iyileşmek, keşfetmek ve yeniden bağ kurmaktır.
Ormanlarla büyüsün çocuklar, ağaçların altında çoğalsın kahkahalar, oyunlarla yeşersin hayat!
🌳🌿 Oyunla kalın, doğayla kalın. 🌿🌳
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..