Nil Nehrinde Su var Fakat Yoksulluk Saçıyor
Toplamda 10 kadar ülkede 180 milyon kişinin yaşadığı Nil havzasında yeterli su
var fakat birçok insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Uluslararası Tarımsal
Araştırmalar Danışma Grubu (CGIAR, sürdürülebilir kalkınma için araştırma yapan
kuruluşları birleştiren küresel bir araştırma ortaklığı) tarafından yayımlanan
yeni bir kitap hazırlamaktadır. Buna göre; Nil havzası kaynaklarını adil ve sürdürülebilir
kullanımı için tarafları ortak noktaya çağırmaktadır.
Kitap Nil Nehri
Havzasında Su, Tarım, Yönetişim ve Geçim.. gibi konularına değinmektedir. Bu
kitabı hidrologlar, ekonomistler, tarımcı, ormancılar ve sosyal bilimciler
tarafından hazırlandı. Bu nehrin su
yönetiminin çok uygun, sürdürülebilir ve düzenli olması gerektiği
öngörülmektedir.
Kitap ayrıca kıyıdaş
ülkeler arasında daha iyi bir işbirliğinin bu değerli kaynağı paylaşmak için
gerekli olduğunu savunuyor. Nil nehri havzası üzerinde uzmanlar dünyanın
en uzun nehrinin su yönetiminin zor olduğunu ve bir çok politik zorlukla
karşılaşıldığı bildiriliyor.
Nil Havzasında Su Savaşları
Nil sularının kullanımı konusunda, Uganda’nın Entebbe kentinde Lake
Victoria Hotel’de bir toplantı düzenlendi. Toplantı sonunda Nil havzası
konusunda işbirliği için çerçeve antlaşma imzaya açıldı. Şu ana kadar
Antlaşma’ya dört devlet imza attı (Uganda, Etiyopya, Tanzanya ve Ruanda).
Ayrıca Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kenya ve Eritre gibi devletlerin de
önümüzdeki dönemde Antlaşma’ya imza atmaları bekleniyor.
Nil Nehri, Doğu Afrika açısından
hayati bir öneme sahip. Şu anda Nil meselesi 10 ülkeyi ilgilendirmekte. Nehrin
sularının paylaşımı rejimini düzenleyen antlaşmalar 20.yüzyılda yapılmıştı. Nil
sularının paylaşımı, 1929 yılında Nil havzası ülkeleri sömürgecisi İngilizler ve
Mısır arasında, 1959 yılında ise Mısır ve Sudan arasında imzalanan anlaşmalar
çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Bu antlaşmalar Mısır ve Sudan’a Nil sularının
yüzde 80’ini kullanma imkanı tanımakta. Antlaşmalar Mısır’a yılda 55.5 milyar
metreküp su sağlarken, Sudan ise 18 milyar metreküp suyu kullanabilmekte.
Nil Nehri’nin yukarı havzası, nehrin
önemli kaynaklarını barındırmaktadır. Örneğin Nil Nehri’nin ana kollarından
olan Mavi Nil, Nehir sularına yüzde 80’in üzerinde katkı yapmakta. Buna bağlı
olarak, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Kenya, Ruanda, Tanzanya,
Burundi ve Uganda ise Nil'in kaynağı ülkeler olarak kabul edilirken, Mısır ve
Sudan ise Nehrin döküldüğü ülkeler kategorisinde yer almaktalar.
Şimdilik 10 ülke olarak görülen Nil Havzası; Mısır, Uganda, Etiyopya, Tanzanya, Ruanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kenya, Burundi, Eritre ve son olarak Güney Sudan ülkelerini kapsamaktadır.
Mısır'ın Nil Nehri Havzasındaki Rolü
Yukarı Nil havzası ülkelerinin yeni bir
antlaşma konusundaki son girişimi Mısır’ın tepkisine neden oldu. Nil nehri
özellikle Mısır açısından adeta bir can damarı niteliğinde. Ülke kurak bir
iklime sahip olduğu için kullanılabilir suların yüzde 90’ından fazlası Nil
Nehri’nden sağlanmakta. Diğer yandan sulama imkanları nedeniyle tarıma uygun
arazilerin büyük bir bölümü de Nehir etrafında toplanmış durumda.
Mısır ve Sudan’ın suların büyük bir
bölümünü kullanma hakkına sahip olması, Nehrin yukarı bölgelerinde yer alan
Etiyopya, Ruanda gibi devletlerde rahatsızlık konusu olmuş ve bu ülkeler, Nil
nehrinin kullanımı hususunda yeni bir düzenlemeye gidilmesi konusunda Mısır ve
Sudan’a baskıda bulunmuşlardı. Bu nedenle Nil sularını paylaşan Doğu Afrika
ülkelerinin bu konudaki görüşmeleri 15 yıldır sürmekte.
Mısır ve Sudan, Nil Nehri konusunda üç
kırmızı çizgiye sahipler
- Mısır’a ulaşan su miktarı
azaltılmayacak
- Nehir havzası üzerinde yapılacak
baraj ve diğer projeler için 9 ülkenin oy birliği gerekecek.
- Nil Nehri’nin döküldüğü ülkeler
olan Mısır ve Sudan’ın veto hakkı bulunacak.
Nil sorunu konusundaki son görüşmeler, 22
Mayıs 2009 tarihinde İskenderiye ve 14 Nisan 2010 Şarm El Şeyh kentlerinde
gerçekleşti. Mısır ve Sudan’ın kırmızı çizgilerinde ısrar etmeleri neticeyi hemen vermemektedir.
Mısır ise hazırlanan metne karşı olduğunu
açıklamakta ve Nil suyu meselesinin kendisi için önemli bir güvenlik sorunu
olduğunu belirtmekte. Ruanda’nın çevre bakanı yaptığı açıklamada, on yıldan
fazla bir zamandır yeni bir düzenleme için çalıştıklarını belirtirken, daha
uzun bir süre bu konu için bekleyemeyeceklerini bildirdi.
Sudan temsilcisi Ahmet El Müftü ise
yaptığı açıklamada Güney ülkelerinin daha fazla yağış aldığını ve farklı su
kaynaklarına sahip olduklarını belirterek buna karşılık Sudan ve Mısır’ın kurak
iklime sahip olmalarından dolayı Nil’in kullanımına daha fazla ihtiyaç
duyduklarını belirtti.
Görünen o ki, daha önce Ortadoğu’da Fırat
ve Dicle nehirlerine ilişkin geliştirilen su savaşları senaryolarının
benzerleri bugün için Doğu Afrika konusunda da geçerli görünüyor. Bunun yanı
sıra 2011 referandumu sonrasında Güney Sudan’ın da bağımsızlık elde etmesiyle Nil
sularını paylaşan ülke sayısının 10’a çıkmış ve konu derinleşmiştir.
1 Yorumlar
YanıtlaSilBaşkent Kahire Etiyopya’nın Nahda Baraj inşaatına tepkili:
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Morsi Pazar günü Nil Nehri üzerinde, Etiyopya tarafından kurulması planlanan Nahda Barajı etkilerini değerlendiren komisyon raporunu yetersiz buldu. Nil havzası; Mısır, Sudan, Etiyopya, Eritre, Kenya, Ruanda, Brundi, Tanzanya, Uganda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile oluşmaktadır. Bu proje için ilgili ülkelerden yorum bekleniyor. Mısır Başkeni Kahire’de halk baraj inşaatı için gösteriler düzenledi.
Yorumunuz İçin Teşekkürler..