Türk edebiyatının en büyük başyapıtlarından Misalli
Türkçe Sözlüğü karınca kelimesinin eski Türkçemizde “karınça ve karıncak”
olarak kullanılmakta olduğuna değinmiştir. Ayrıca Türk Edebiyatında da
karıncalar çalışkanlığın sembolü olarak kullanılmakta ve küçücük oluşuyla
deyimler üretilmektedir.
Karıncanın kullanıldığı deyimler şunlardır;
“karınca
belli, karınca duası gibi, karıncaezmez, karınca gibi (çalışmak), karınca yuvası
gibi kaynamak, karınca kaderince, karınca kararınca, karıncayı bile incitmemek
ve fiil olarak kullanılan karıncalanmak”.
Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut
ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için, Hocası Şeyhü'l-İslâm Ebussuud Efendi'den, şu beyti yazarak fetva ister:
Dırahta ger
ziyan etse karınca/
Zarar var mıdır, ânı kırınca?
(Meyve
ağaçlarını sarınca karınca/
Günah var mı karıncayı kırınca?)
Hocası yine
bir beyitle cevap verir:
Yarın Hakk’ın divanına
varınca/
Süleyman’dan hakkın alır karınca.
Türk edebiyatının büyüklerinden Yahya Bey;
“Her
karınca dem olur bunda Süleymanlık eder/
Halka-i sohbetimiz oldu dilâ hâtem-i
aşk” diye karıncayı taçlandırır,
Pir Sultan abdal;
“Erenlerin yolu incedir ince
/
Karınca çalışır hem kaderince” diye çalışkanlığın simgesi karıncayı mısralarına
nakşeder.
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..