Orman Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı Birleşti mı? Yoksa Orman Bakanlığı Tarım Bakanlığına Bağlandı mı?
Referandumla milletçe tasdik olunup 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı Ve Genel Seçimleri ardından yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Bakanlar Kurulu özel sektör ve bürokrasiden 16 Bakanlığa bakan atanmasıyla oluşturuldu. Sonuç olarak 2011 yılında bakanlıkların yeniden yapılandırılmasıyla oluşturulan Orman ve Su İşleri Bakanlığı yerine 2018 Temmuz ayında Tarım Ve Orman Bakanlığı kuruldu. Tarım ve Orman Bakanımız olarak 10 Temmuz 2018 Salı günü görevi devralıp başlayan Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ye başarılar diliyor cenabı haktan kolaylıklar diliyorum. Tarım ve ormancılık politikalarımızı 2023'e, 2053'e, 2071'e beraber taşıyacağız inşallah…
Bazı tecrübeli abilerimiz ormancılık camiasının büyük tarım sektörü içeresinde yok olacağını dile getirdikleri için ilk önce kendim için bir yazı kaleme aldım. Uzun yıllardır OGM, DKMP, ÇEM, Özel Sektör, Akademi, Oda, Ormancılık Dernek ve Vakıfları, çeşitli bağımsız uzmanları takip eden biri olarak umarım bir yanlışlık yapmamışımdır. Esasen sulama işleri ve tarımsal üretim hizmetleri yani su ile toprak birleştirilmek istenmiştir0l . Şimdilik ana bina Eskişehir Yolu Bulvarındaki bina olarak görünüyor. Merkesi hizmet birimleri o binaya taşınıyor. Sen sayfası olarak www.tarim.gov.tr kullanılır oldu. Diğer yandan OSİB twitter sayfasına mülga ifadesi eklenirken @TCtarim sayfası aktif kullanılıyor. Bakanlık logosu şimdilik aşağıda taktim ettiğim gibi görünüyor.
Tarım sektörünün çeşitli meziyetleri olmasına karşın ormancılık sektörü ve kurumlarının çok önemli meziyetleri olduğunu dile getirebiliriz Bu noktadan şuna dikkat çekmek isterim ormancılık birimlerinin ve personelinin eşi bulunmaz dinamizmi ve benzersiz kurumsal disiplini çok önemlidir. Ormancılık personelinin sahadaki canlılığı ve bilgisi tüm sektörler ve kurumlar içerisinde dikkat çekmektedir. İşçisinden şefine, şefinden amirine ve uzmanına kadar karış karış adeta avucunun içi gibi arazi bilgisi oldukça ileri bir seviyede olduğumuzu göstermektedir. Eğer bir yerde talep veya sorun varsa o talep veya soruna en yakın olan çözüme en yakındır. Öyle arazi bilgisi ve kaabiliyeti olmadan burokrasiyle bu işler çözüme kavuşmaz. Ormancılar bu anlamda yola 1-0 önde başlıyorlar. Arı gibi çalışan bir hiyerarşi ile yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine en uygun kurumlar ormancılık camiasındadır.
Sadece son zamanlarda toplumun hassasiyetlerini ve duyarlılığına uygun hareket etmekten öte geçerek ormancılık birimlerini iş yapamaz hale getirilmesi ve tüm enerjisini orman yangınlarıyla mücadeleye harcaması meslek camiasınca tartışma konusu olmaktadır. Fakat yakın zamanda görüldü ki yangın büyümeden söndürülür. Bu konuda dünyaya örnektir.
Ormancılığın En Önemli Yapısal Sorunu
Ormancılığın en önemli yapısal sorunu kamuda amirlerin bilgi sistemlerine az güvenmesidir. Bir tıkla elde edilebilecek bilgiler resmi yazıyla en küçük birim olan işletme şefinden istenilmek ve gereksiz bürokrasi ve iş üretilmektedir. Orbis tam anlamıyla hayata geçirilip uygulandığında umarız ki birçok gereksiz iş kendiliğinden olmayacaktır. Fakat ilk önce teknolojiye karşı direncimizi kırmalıyız. Bu arada dairede neden bazı sen sayfalarına erişim kısıtı var hiç anlamış değilimdir. Mühendis adamın kafasında yüzlerce soru ve merak vardır ki arayıp bulması için websayfalarının açık olması gerekiyor.
Diğer bir yapısal Sorun da ormancılık özel sektörünün var olduğunun kabul edilmeyişi ve tamamen özgüven eksikliğidir. Bir-çok ormancılık uzmanı ormancılık sektörünün sadece kamu hizmetlerinden olduğunu kabul eder ki halbuki özel sektörde de bir is hacmi oluşmuştur. Ormancılık firmaları da aşağıda belirtilen konuların çoğuna yabancıdır. Üçüncü yapısal sorunu olarak da ormancılığın birimlerinin koordinasyona olan negatif yaklaşımıdır. Bu koordinasyonu sağlamak için Havza başkanlıklarının daha Aktif olması Belki daha kurumsallaşması gerektiğini 2015 yılından beri nacizane dile getiriyorum Ama olmasını da pek muhtemel görmüyorum
Hangi Konular Üzerinde Çalışmalı
Bu tartışmaya benzer bir örnek vererek yazımıza devam edelim. Hemen hemen her dönem Turizm sektöründe kültürün yok olacağı dile getirilir. Fakat kültürel varlığımız ve kültür adamlarının varoluşu buna nispeten var engel olur. Ormancılık sektörü de kendine başarı hikâyesi olan insanlar/kurumlar/firmalar üretmesi ve doğa kültürü ve/veya çölleşme eğitimi konularına eğilmesi, Millî Türk Bahçesi(Millet Bahçesi/Park Orman) ve Kanal İstanbul peyzajı konularında etkin ve yetkin bilirkişiler yetiştirilmesi, Afrika uzmanları yetiştirmesi gibi çalışmalar yürütmek zorundadır. DSİ gibi güçlü bir öncüsü olan Su sektörü ile uzun yıllar beraber çalışmasıyla önemli kazanımlar elde etmiştir. Bunun faydasını bundan sonra daha fazla görecektir.
Gıda temini arz güvenliği ve doğrudan hane etkisinden dolayı tarım sektörünün ürün ve hizmetleri şüphesiz önemlidir. Fakat bazı ülkemize özgü sorunları (teknolojik eksiklikleri, istihdam ihtiyacı, göç varlığı, zor arazi yapısı gibi coğrafi özellikleri,... gibi) olmasından dolayı diğer sektörlerle entegre çalışmak zorundadır. Diğer yandan üniversitelerde aynı fakültede olan orman, peyzaj mimarlığı, orman endüstri bölümleri sektör içinde daha fazla bütünleşik ve eşgüdüm içinde olmalıdır. Özel sektörün önemini defaten altını çizmek gerekmektedir. Orman Mühendisleri Odası güzel bir sektör arama konferansı(ćalıştayı) yaptı. Bu çalışmanın raporu yayınlanacaktır.
Sürdürülebilir yapacak ve yakacak odun üretimi, nitelikli tohum ve boylu fidan üretimi, tarla ve yol kenarı ağaçlandırması, tarımsal ormancılık, kırsal vatandaşın küçük işlerini çözmeyi içeren Havza Rehabilitasyon Projeleri, gıda ormanı, ekoturizm, kent ormancılığı, en büyük karbon emisyonu sağlayan toprakla ilgili Toprak Karbonu çalışmaları, yapay zekâ içeren Arazi Bilgi Sistemleri, Kırsal kalkınma ve Kırsal Dönüşüm(Kırsal Rönesans), Afet Öncesi Projeler(sel, çığ, heyelan, taşkın, su/rüzgar erozyon, taş yuvarlanması) gibi konular konuşulmalıdır. Ormanların ve korunan alanların ürün hizmet ve dışsallıkları daha da önem kazanıyor.
Sonuç yerine şunu ifade etmeliyiz ki ormancılık konusunda topluma mal olacak Orman Doğa Çölleşme konularında başarı hikâyesi olan adamlar yetiştirmeliyiz. Arazi bilgisini insana dokunacak şekilde anlatabilmeli ve diğer yandan teknolojik alt yapımızla bunu sayısallaştırabilmeliyiz. Katılımcılığı esas alan havza bazlı Rehabilitasyon Projeleriyle hem arazi ıslah çalışmaları ve hem de kırsal vatandaşın küçük işlerini çözmek ormancılar ve tarımcılar için daha da önem kazanacaktır, bunun üzerinde durulmalıdır.
Orman Yüksek Mühendisi
Mustafa Çetin
Referandumla milletçe tasdik olunup 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı Ve Genel Seçimleri ardından yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Bakanlar Kurulu özel sektör ve bürokrasiden 16 Bakanlığa bakan atanmasıyla oluşturuldu. Sonuç olarak 2011 yılında bakanlıkların yeniden yapılandırılmasıyla oluşturulan Orman ve Su İşleri Bakanlığı yerine 2018 Temmuz ayında Tarım Ve Orman Bakanlığı kuruldu. Tarım ve Orman Bakanımız olarak 10 Temmuz 2018 Salı günü görevi devralıp başlayan Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ye başarılar diliyor cenabı haktan kolaylıklar diliyorum. Tarım ve ormancılık politikalarımızı 2023'e, 2053'e, 2071'e beraber taşıyacağız inşallah…
Bazı tecrübeli abilerimiz ormancılık camiasının büyük tarım sektörü içeresinde yok olacağını dile getirdikleri için ilk önce kendim için bir yazı kaleme aldım. Uzun yıllardır OGM, DKMP, ÇEM, Özel Sektör, Akademi, Oda, Ormancılık Dernek ve Vakıfları, çeşitli bağımsız uzmanları takip eden biri olarak umarım bir yanlışlık yapmamışımdır. Esasen sulama işleri ve tarımsal üretim hizmetleri yani su ile toprak birleştirilmek istenmiştir0l . Şimdilik ana bina Eskişehir Yolu Bulvarındaki bina olarak görünüyor. Merkesi hizmet birimleri o binaya taşınıyor. Sen sayfası olarak www.tarim.gov.tr kullanılır oldu. Diğer yandan OSİB twitter sayfasına mülga ifadesi eklenirken @TCtarim sayfası aktif kullanılıyor. Bakanlık logosu şimdilik aşağıda taktim ettiğim gibi görünüyor.
Tarım sektörünün çeşitli meziyetleri olmasına karşın ormancılık sektörü ve kurumlarının çok önemli meziyetleri olduğunu dile getirebiliriz Bu noktadan şuna dikkat çekmek isterim ormancılık birimlerinin ve personelinin eşi bulunmaz dinamizmi ve benzersiz kurumsal disiplini çok önemlidir. Ormancılık personelinin sahadaki canlılığı ve bilgisi tüm sektörler ve kurumlar içerisinde dikkat çekmektedir. İşçisinden şefine, şefinden amirine ve uzmanına kadar karış karış adeta avucunun içi gibi arazi bilgisi oldukça ileri bir seviyede olduğumuzu göstermektedir. Eğer bir yerde talep veya sorun varsa o talep veya soruna en yakın olan çözüme en yakındır. Öyle arazi bilgisi ve kaabiliyeti olmadan burokrasiyle bu işler çözüme kavuşmaz. Ormancılar bu anlamda yola 1-0 önde başlıyorlar. Arı gibi çalışan bir hiyerarşi ile yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine en uygun kurumlar ormancılık camiasındadır.
Sadece son zamanlarda toplumun hassasiyetlerini ve duyarlılığına uygun hareket etmekten öte geçerek ormancılık birimlerini iş yapamaz hale getirilmesi ve tüm enerjisini orman yangınlarıyla mücadeleye harcaması meslek camiasınca tartışma konusu olmaktadır. Fakat yakın zamanda görüldü ki yangın büyümeden söndürülür. Bu konuda dünyaya örnektir.
Ormancılığın En Önemli Yapısal Sorunu
Ormancılığın en önemli yapısal sorunu kamuda amirlerin bilgi sistemlerine az güvenmesidir. Bir tıkla elde edilebilecek bilgiler resmi yazıyla en küçük birim olan işletme şefinden istenilmek ve gereksiz bürokrasi ve iş üretilmektedir. Orbis tam anlamıyla hayata geçirilip uygulandığında umarız ki birçok gereksiz iş kendiliğinden olmayacaktır. Fakat ilk önce teknolojiye karşı direncimizi kırmalıyız. Bu arada dairede neden bazı sen sayfalarına erişim kısıtı var hiç anlamış değilimdir. Mühendis adamın kafasında yüzlerce soru ve merak vardır ki arayıp bulması için websayfalarının açık olması gerekiyor.
Diğer bir yapısal Sorun da ormancılık özel sektörünün var olduğunun kabul edilmeyişi ve tamamen özgüven eksikliğidir. Bir-çok ormancılık uzmanı ormancılık sektörünün sadece kamu hizmetlerinden olduğunu kabul eder ki halbuki özel sektörde de bir is hacmi oluşmuştur. Ormancılık firmaları da aşağıda belirtilen konuların çoğuna yabancıdır. Üçüncü yapısal sorunu olarak da ormancılığın birimlerinin koordinasyona olan negatif yaklaşımıdır. Bu koordinasyonu sağlamak için Havza başkanlıklarının daha Aktif olması Belki daha kurumsallaşması gerektiğini 2015 yılından beri nacizane dile getiriyorum Ama olmasını da pek muhtemel görmüyorum
Hangi Konular Üzerinde Çalışmalı
Bu tartışmaya benzer bir örnek vererek yazımıza devam edelim. Hemen hemen her dönem Turizm sektöründe kültürün yok olacağı dile getirilir. Fakat kültürel varlığımız ve kültür adamlarının varoluşu buna nispeten var engel olur. Ormancılık sektörü de kendine başarı hikâyesi olan insanlar/kurumlar/firmalar üretmesi ve doğa kültürü ve/veya çölleşme eğitimi konularına eğilmesi, Millî Türk Bahçesi(Millet Bahçesi/Park Orman) ve Kanal İstanbul peyzajı konularında etkin ve yetkin bilirkişiler yetiştirilmesi, Afrika uzmanları yetiştirmesi gibi çalışmalar yürütmek zorundadır. DSİ gibi güçlü bir öncüsü olan Su sektörü ile uzun yıllar beraber çalışmasıyla önemli kazanımlar elde etmiştir. Bunun faydasını bundan sonra daha fazla görecektir.
Gıda temini arz güvenliği ve doğrudan hane etkisinden dolayı tarım sektörünün ürün ve hizmetleri şüphesiz önemlidir. Fakat bazı ülkemize özgü sorunları (teknolojik eksiklikleri, istihdam ihtiyacı, göç varlığı, zor arazi yapısı gibi coğrafi özellikleri,... gibi) olmasından dolayı diğer sektörlerle entegre çalışmak zorundadır. Diğer yandan üniversitelerde aynı fakültede olan orman, peyzaj mimarlığı, orman endüstri bölümleri sektör içinde daha fazla bütünleşik ve eşgüdüm içinde olmalıdır. Özel sektörün önemini defaten altını çizmek gerekmektedir. Orman Mühendisleri Odası güzel bir sektör arama konferansı(ćalıştayı) yaptı. Bu çalışmanın raporu yayınlanacaktır.
Sürdürülebilir yapacak ve yakacak odun üretimi, nitelikli tohum ve boylu fidan üretimi, tarla ve yol kenarı ağaçlandırması, tarımsal ormancılık, kırsal vatandaşın küçük işlerini çözmeyi içeren Havza Rehabilitasyon Projeleri, gıda ormanı, ekoturizm, kent ormancılığı, en büyük karbon emisyonu sağlayan toprakla ilgili Toprak Karbonu çalışmaları, yapay zekâ içeren Arazi Bilgi Sistemleri, Kırsal kalkınma ve Kırsal Dönüşüm(Kırsal Rönesans), Afet Öncesi Projeler(sel, çığ, heyelan, taşkın, su/rüzgar erozyon, taş yuvarlanması) gibi konular konuşulmalıdır. Ormanların ve korunan alanların ürün hizmet ve dışsallıkları daha da önem kazanıyor.
Sonuç yerine şunu ifade etmeliyiz ki ormancılık konusunda topluma mal olacak Orman Doğa Çölleşme konularında başarı hikâyesi olan adamlar yetiştirmeliyiz. Arazi bilgisini insana dokunacak şekilde anlatabilmeli ve diğer yandan teknolojik alt yapımızla bunu sayısallaştırabilmeliyiz. Katılımcılığı esas alan havza bazlı Rehabilitasyon Projeleriyle hem arazi ıslah çalışmaları ve hem de kırsal vatandaşın küçük işlerini çözmek ormancılar ve tarımcılar için daha da önem kazanacaktır, bunun üzerinde durulmalıdır.
Orman Yüksek Mühendisi
Mustafa Çetin
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..