İklim ve çölleşme haberciliği neden yetersiz ve nasıl olmalı?

İklim ve çölleşme Haberciliği Ağı ekibiyle görüşüldü, medya ve gazetecilerin İklim ve çölleşme krizini şiddetlendiren tüm uygulamaları hak ihlali olarak tanımlarken, haberlerine bu perspektifle yaklaşmalarının çok kıymetli olduğunu belirtiyor. “Bir yanıyla da çözüm odaklı haberciliğe çok ihtiyacımız var çünkü İklim ve çölleşme krizinde okurda ‘olan oldu, biten bitti’ algısı uyandırmak, harekete geçmeyi değil ümitsizliği körüklemek kesinlikle doğru değil.” Özellikle en hassas bireyler olan gençlerde ve kadınlarda kaygı düzeyinin artması hiç iyi bir şey değil.

Öncelikle İklim ve çölleşme Haberciliği Ağı ile başlayalım. Ağın yola çıkış hedefi neydi ve neyi değiştirmeyi umuyor? Ekipte kimler bulunuyor?

İklim ve çölleşme Haberciliği Ağı, iki eski gazetecinin bu ilgisinden doğan bir gazetecilik platformu oldu. Türkiye’deki gazetecilerin dikkatini İklim ve çölleşme krizine daha fazla çekmeyi, İklim ve çölleşme krizini ana akımdan yerel medyaya Türkiye medyasında daha görünür hale getirmeyi amaçlıyoruz. Aynı zamanda İklim ve çölleşme haberciliğinin sürdürülebilir biçimde yapılabilmesine katkı sunmayı hedefliyoruz. Kimseyi arda bırakmadan çözümler üretilmesi ve geniş kitlelerin daha iyi konuyu anlamalrını hedeflemeliyiz.

Yurttaş gazeteciliği, hak odaklı gazetecilik veya çözüm gazeteciliği gibi çok farklı gazetecilik yaklaşımları mevcut. İklim ve çölleşme krizi haberciliği böyle bir yaklaşımda kendisini nerede konumlandırabilir?

İklim ve çölleşme haberciliği diyerek aslında bir tür uzmanlaşmaya işaret ediyoruz ama bir yandan da bu uzmanlaşmanın bazını temel gazetecilik prensiplerine sahip olmak oluşturuyor. Kamu yararına yayın yapmak, bilimsel gerçeklere aykırı hareket etmeden gerçekleri çarpıtmadan paylaşmak, demokratik değerlere ve insan haklarına saygılı olmak vb. Tüm bunlara ek olarak İklim ve çölleşme haberciliğinde hak odaklı habercilik ve çözüm gazeteciliği perspektifleri bizce ayrıca öne çıkıyor. Çünkü İklim ve çölleşme krizi hepimizi etkileyen bir insan hakları krizi aynı zamanda; üstelik dezavantajlı grupları, kadınları, göçmenleri, çocukları çok daha fazla etkiliyor.

Gazetecilerin İklim ve çölleşme krizini şiddetlendiren tüm uygulamaları hak ihlali olarak tanımlayarak, haberlerine bu perspektifle yaklaşmaları çok kıymetli. Bir yanıyla da çözüm odaklı haberciliğe çok ihtiyacımız var çünkü İklim ve çölleşme krizinde okurda “olan oldu, biten bitti” algısı uyandırmak, harekete geçmeyi değil ümitsizliği körüklemek kesinlikle doğru değil. İklim ve çölleşme krizinde çözümsüz değiliz, yol haritası son derece açık, zamanımızsa biraz kısıtlı. Gazeteciye düşen de okura doğru bilgiyi verirken aynı zamanda çözüm yollarına da değinmek, böylece haberi “felaket tellallığından” çıkarıp hak temelli bir çözüm gazeteciliği örneğine dönüştürmek. Bu bakış açısının küresel İklim ve çölleşme mücadelesine çok büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Yaygın medyanın İklim ve çölleşme krizine olan yaklaşımı aşırı hava olaylarının anlık felaketlerini haberleştirmek ve bunun çözümüne yer vermemek üzerine kurulu. Sayılı mecra dışında alternatif medyanın da yüzünü İklim ve çölleşme krizine çevirdiğini söyleyemeyiz. Medyada “dünya yeni bir buz çağına doğru ilerliyor” gibi veya İklim ve çölleşme değişikliğinin Türkiye’den çok uzak ülkelerde yaşandığını ima eden haberlere de dönem dönem rastlayabiliyoruz. Böyle bir medya ekosisteminde İklim ve çölleşme krizi haberciliği ne derece mümkün? Sizin tespit ettiğiniz sorunlar neler?

Aslında tasvir ettiğiniz haberciliğin nedenlerini anlamak çok da zor değil. İklim ve çölleşme krizi bundan 15-20 yıl önce bilim insanlarının uyarılarda bulunduğu ancak bizlerin gündelik hayatta etkilerini çok da hissedemediğimiz, bu yüzden de detaylarını anlamakta zorlandığımız bir durumdu. Kendi yaşantımızda gözlemlemediğimiz için, bilimsel araştırmalara değinen haberler de hep uzak coğrafyaların, uzak geleceğin bir sorunuymuş gibi yazılıyordu.

Gündeme taşıyamama nedeni ne olabilir?

Bugün medya olarak İklim ve çölleşme krizine dair hâlâ az şey bilmekle beraber, mesela aşırı hava olaylarını görüyor; sel baskınlarını, hortumları işleyen epizodik (anlık, sıcak haber) haberler yapıyoruz. Bilgi eksikliğimiz bizi bu epizodik haberleri daha geniş çerçeveden bakan, örneğin aşırı hava olaylarının İklim ve çölleşme kriziyle bağını araştıran tematik haberlere, dosyalara taşımamızın önüne geçiyor.

İlkim, çölleşme, ormansızlaşma gibi konuları gündeme taşıyamama sadece Türkiye’deki medya ekosistemiyle ilişkili bir sorun değil, evrensel bir durum. İklim ve çölleşme Haberciliği Ağı olarak röportaj yaptığımız Guardian İklim ve çölleşme ve Çevre Editörü Damian Carrington, bu durumu İklim ve çölleşme krizinin yavaş ilerleyen bir felaket olmasına bağlamıştı. Zamana yayılan bir felaket üzerine nitelikli habercilik yapabilmek bir nebze uzmanlaşabilmeyle, araştırma yapmak için zamana sahip olmakla ve ısrarlı olmakla çok ilişkili. Dolayısıyla nitelikli haberler için gazetecileri bu yönlerden desteklemek ve güçlendirmek gerekli. Kısaca sürece odaklanmıyor ama anlık hava olaylara, krizlere, felaketlere odaklanıyoruz. Halbuki süreç ve çözüm önerileri daha da önemli.

diğer bir konuda traj ve reyting getirmeyen konu olduğu için ilkim ve çölleşme haberciliğine pek az yer verilebiliyor.

Yerel gazeteciler İklim ve çölleşme krizinin ne kadar farkında?

İklim ve çölleşme Haberciliği Ağı olarak verdiğimiz eğitimlerde sadece İstanbul ve Ankara medyasıyla sınırlı kalmayı hiç istemedik çünkü aslında İklim ve çölleşme krizinin Türkiye’nin her yerindeki etkilerini anlamamızda yereldeki medyanın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden Akdeniz, Ege, Güneydoğu Anadolu, İstanbul, Ankara-Eskişehir ve Karadeniz olmak üzere altı eğitimde 200 gazeteci ve gazetecilik öğrencisiyle buluştuk. Aynı zamanda katılımcılarımız ve ilgili gazeteciler için uluslararası gazetecilik konsorsiyumu Covering Climate Now Direktörü Mark Hertsgaard ile de bir webinar gerçekleştirdik.

Tüm eğitimlerimizde gördüğümüz şey aslında şu; yerel gazetecilerde İklim ve çölleşme krizi farkındalığı bizzat gözlemledikleri somut örneklerle kendiliğinden oluşmuş durumda. Değişen İklim ve çölleşme şartları, kuraklık, tarımda sıkıntılar, biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunları haberlerine taşıyorlar. Ancak terminolojiye uzaklık, bazı kavramların karıştırılması, İklim ve çölleşme krizinin nedenlerine dair bilgi eksikliği söz konusu. Bu da medyanın genelinde de var olan bir sorun.

Özellikle çok yoğun çalışan ve bölgelerindeki her habere koşan yerel gazetecilerin diğer alanların yanı sıra İklim ve çölleşme krizinde de tam anlamıyla uzmanlaşmalarını kolayca beklememiz haksızlık olur. Ama İklim ve çölleşme krizinde temel bakış açılarını, habere yansıtılacak doğru perspektifleri ve gazetecilere düşen görevleri içselleştirebilmemiz bence çok kıymetli bir başlangıç noktası.

Bu haberciliği yere gazetecilerinde gündeme taşıması yani yerelleştirmek için ne yapmalıyız?

Sorunuzun yerelleştirme kısmına gelirsek eğer, kendi gazetecilik tecrübemden ve konuştuğumuz yabancı İklim ve çölleşme habercilerinin bize aktarımlarından şunu söyleyebilirim. Kendi bölgemiz ya da uzak bölgelerle temas kurmalı, bilim insanlarıyla, İklim ve çölleşme aktivistleriyle, sivil toplum ve ekoloji örgütleriyle, politikacılarla, çiftçilerle, yerelde yaşayanlarla yüz yüze gelmeli, konuşmalıyız. Gidemiyorsak, telefonla ulaşmalıyız. Çünkü haber sadece masa başında internet araştırmasıyla değil,  bu kaynaklarla yapıldığında zenginleşiyor.  Aslında haber onlarda.

Önümüzdeki dönemde nasıl çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?

Eğitimlerimize devam ederek daha fazla gazeteciyle yan yana gelmek istiyoruz. Gelecek dönemler için haber merkezleriyle birebir görüşmeler yapmayı,  İklim ve çölleşme haberciliği üzerine daha fazla online buluşma gerçekleştirmeyi ve içerik üretimine devam etmeyi umuyoruz. Ayrıca haberciliğin Türkiye’deki önemli meselelerinden biri olan ekonomik sürdürülebilirliğin de İklim ve çölleşme haberciliği özelinde sağlanabilmesi için yol arayışında olacağız.

Çözüm Önerileri

1.               Kriz yönetiminden risk yönetimine geçmeliyiz.

2.               Çölleşme ve kuraklık afet olarak telâkki edilmelidir.

3.               Arazi tabanlı İklim ve çölleşme değişikliğine uyum faaliyetleri önerilmelidir.

4.               İklim ve çölleşme değişikliği senaryolarına göre Kırsal çevrenin alt yapısı geliştirilmelidir.

5.               Tehlikede olan ekosistemlerin dayanıklılığını arttırmalıdır.

6.               Permakültür uygulamalarına; polikültüre, mikrobiyal gübre ve enzimler kullanma, anıza dikime ve yeşil malçlama gibi uygulamalara ihtiyaç var.

7.               Hassas yada dezavantajlı bireyler olan özellikle çocuklar daha sonra gençler ve kadınlar için ekokaygı (ekoansiyete) oluşturmamalıyız. Çözüm olduğunu ve çözümün bir parçası olduklarını kavratmalıyız.

8.               İklim ve çölleşme konusunda en iyi hikakayeleri paylaşmalıyız.

9.               İklim ve çölleşme haberciği konusunda eğitimler yapmalıyız.

 
Bu yazı şu mülakattan alıntılanarak hazırlanmıştır; https://ekoiq.com/2021/08/17/İklim ve çölleşme-haberciligi-hak-temelli-bir-cozum-gazeteciligi-yaklasimina-dayanmali/

Yorum Gönder

0 Yorumlar