Çevre Hakkının İklim Değişikliği Hukuku

Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu (TIHEK) tarafından 7 – 8 Aralık 2022 tarihinde İnsan Hakları Bağlamında İklim Değişikliği Ve Gıda Hakkı Uluslararası Sempozyumu yapılmıştır. Sempozyum programı:

İNSAN HAKLARI BAĞLAMINDA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA HAKKI

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

78 ARALIK 2022

-7 Aralık-

1. OTURUM (10:30-12:15)

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA HAKKININ İNSAN HAKLARI BOYUTUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ziynet Seldağ GÜNEŞ PESCHKE

10.30 - 10.45

 İklim ve Gıda Krizlerinde İnsan Hakları Yaklaşımlı Politikalar

Prof. Dr. Hilal ELVER - Birleşmiş Milletler Gıda Hakkı Özel Raportörü (2014-2020)

10:45 - 11:00

 Climate Change and the Right to Food in the Context of Human Rights

Sabina ALİYEVA – Azerbaycan Ombudsmanı

11:00 - 11:15

 Paris Anlaşması ve Ulusal Katkı Beyanlar Kapsamında İnsan Hakları Kavramının İlişkilendirilmesi

Doç. Dr. İzzet ARI - Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Sorumlu Yazar)

Elif OKKAN - Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Yüksek Lisans Öğrencisi

11:15 - 11:30

İklim Değişikliğine İnsan Hakları Temelli Yaklaşım: İnsan Hakları ve İklim Değişikliği Bütünleşmesi

Dr. Feza Sencer ÇÖRTOĞLU - Ankara Üniversitesi, Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM), Öğretim Görevlisi

11:30 - 11:45

Somali Örneğinde İklim Değişikliği-Gıda Hakkı İlişkisi: İnsan Hakları Uluslararası Destekte Yeni Momentum Yaratabilir Mi?

Dr. Öğr. Üyesi Ceren GÜRSELER - Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi,

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

11:45 - 12:15 Soru – Cevap

12:15 - 13:30 Öğle Yemeği

2. OTURUM (13:30 – 15:00)

HUKUK PRATİĞİ AÇISINDAN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA HAKKI

Oturum Başkanı: Doç. Dr. Hamdi Gökçe ZABUNOĞLU

13:30 - 13:45

İklim Davaları: Urgenda Vakfı v. Hollanda Hükümeti Davası

Dr. Öğr. Üyesi Seher ÇAKAN – Afyon Kocatepe Üniversitesi, Hukuk Fakültesi

13:45 - 14:00

İklim Değişikliği Davaları ve Türk Hukukunda İdarenin İklim Eylemsizliğinden Doğan Sorumluluğu

Arş. Gör. Rabia ERSOY - Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi

 14:00 - 14:15 Online

İklim Değişikliği ile Mücadelenin Gıda Hakkından Kaynaklanan Yükümlülükler Bağlamında Değerlendirilmesi

Dr. Rabia İlay AKBULUT PEERZADA

14:15 - 14:30

 The Right to Food in Times of Crisis- A Projection Through the Lens of Justice

Dr. Zeynep İSPİR – Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi

14:30 - 15:00 Soru – Cevap


-8 Aralık-

1. OTURUM (10:00 – 11:45)

 KENTLEŞME VE GÖÇ BAĞLAMINDA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA HAKKI

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gülriz UYGUR

10:00 - 10:15

İklim Değişikliği Krizinin İnsan Hakları Perspektifi ile Yönetimi: Bangladeş Örneği

Dr. Zehra GÜRSOY MAHDY - Ticaret Bakanlığı, Ticaret Uzmanı

10:15 - 10:30

İklim Değişikliği-Gıda Hakkı ve Uluslararası Göç İlişkisi

Büşra AKDEMİR ÖZKARA - İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı, Göç Uzmanı

10:30 - 10:45

 Participation of Public Organizations of Azerbaijan in Solving the Problems of Climate Change and Food Security

Irada HASANOVA - Chairman of "Sema va Eko" Socio-Economic Development Assistance Public Union Baku, the Republic of Azerbaijan

10:45 - 11:00

 İklim Değişikliği Kıskacında Kentler ve Gıda Güvencesi

Pelin BABAOĞLU - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Öğretim Görevlisi

11:00 - 11:15

 Management of the Climate Change in the Context of Migration: Uzbekistan Practice

Mr. Mirzatillo TILLABAEV - First Deputy Director of the National Center of the Republic of Uzbekistan for Human Rights

11:15 - 11:45 Soru – Cevap

12:00 - 13:00 Öğle Yemeği

2. OTURUM (13:00 – 14:15)

 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA KRİZİNİN DEZAVANTAJLI GRUPLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Süheyla Suzan GÖKALP

13:00 - 13:15

İklim Değişikliği ve Yaşlıların Gıda Hakkı

Prof. Dr. Fatma ARPACI - Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi (Sorumlu Yazar)

Doç. Dr. Ömer Faruk CANTEKİN - Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi

13:15 - 13:30

Avrupa Birliği’nin Toplumsal Cinsiyet Ana-Akımlaştırması Stratejisine Dair Bir Örnek: İklim

 Değişikliği ile Mücadelenin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Boyutu

Doç. Dr. Seven ERDOĞAN - Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

13:30 - 13:45

 Gölgede Kalmış Bir Sorun Alanı: İklim Mültecilerinin Hukuki Statüsü ve Korunması

Ar. Gör. Elif KÖSESOY TAN - Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Hukuk Fakültesi

13:45 - 14:00

Challenges to environmental protection and role of Human Rights Ombudspersons of Bosnia and Herzegovina

Dr. Nevenko VRANJES - Ombudsman of Bosnia and Herzegovina

14:00 - 14:30 Soru – Cevap

14:30 Kapanış


Sempozyumda İklim Değişikliğine İnsan Hakları Temelli Yaklaşım: İnsan Hakları ve İklim Değişikliği Bütünleşmesi konulu bildiriyi Dr. Feza Sencer ÇÖRTOĞLU - Ankara Üniversitesi, Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM), sunmuştur.

Bu bildiriden alıntı:

KONUNUN İLK GÜNDEME GELMESİ 

İnuitler'in (Kanada'nın kuzeyinde yaşayan halk, Eskimolar) iklim değişikliğine yönelik davası, iklim değişikliğinin geleneksel yaşantılarının tehlikeye sokarak bir insan haklan sorunu haline geldiği BM tarafından kabul edilmiştir.

Bu tanınmanın ertesinde Birleşmiş Milletler İnsan Haklan Yüksek Komiserliği Ofisi, 2009 yılında iklim değişikliği ve insan haklan ilişkisi" konulu bir rapor yayınlamış ve bu rapor insan Haklan Konseyine sunulmuştur. Yine aynı tarihte Konsey "iklim değişikliğinin etkilerine insan hakları açısından bakmayı önemli olarak nitelendirmiştir.

Rapor da devletler ulus düzeyinde yapması gereken yükümlülükler açısından öncelikli olarak vatandaşlarını iklim değişikliğinin öngörülen tehditlerinden korumak konusunda yükümlü tutulmuşlardır. Bunun yanı sıra devletlerin iklim değişikliğine yönelik aldıkları önlemler sırasında, insan hakları yükümlülüklerine uygun davranmak zorunda oldukları dile getirilmiştir.

Böylece devletlerce alınan azaltım önlemlerinin insan haklarına karşı muhtemel etkilerinin dikkate alınması gerekmektedir. Buna benzer şekilde uyum önlemlerinin de insan haklarına uygun olarak tasarlanması istenmektedir.

Bu önlemler aynı zamanda bilgiye erişim hakkı, karar-alma süreçlerine katılma hakkı gibi prosedürel yönden koruyucular da içermelidir.

Paris İklim Anlaşması

2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması, insan haklarına temel oluşturan ilk evrensel yasal bağlayıcılığı olan iklim değişikliği anlaşmasıdır. Anlaşma bütün devletlere iklim değişikliği konusundaki eylemlerinde insan haklarına gereken özeni göstermeleri yönünde çağrıda bulunmaktadır.

Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinin insan haklarının gereklerinin sağlanması önünde en büyük tehlike olduğunu ve iklim değişikliğiyle mücadele için alınan tedbirlerinde insan haklarına yönelik riskler meydana getirdiğini kabul eden ilk uluslararası çevre anlaşmasıdır.

Anlaşmanın giriş bölümünde taraflardan iklim değişikliğiyle ilgili faaliyetlerinde insan hakları yükümlülüklerine saygı göstermeleri, insan haklarını geliştirmeyi teşvik etmeleri ve insan hakları gereklerini yerine getirmeleri istenmektedir. Bunun yanında sağlık hakkı, yerli toplumların hakları, kalkınma hakkı ve kadın hakları gibi çeşitli haklara Anlaşmada yer verilmektedir

Uluslararası ve ulusal hukukta insan hakları her bireyin sahip olduğu temel hak ve özgürlükler olarak tanınmaktadır. Bunun yanında insan hakları hukuku gıda hakkı gibi maddi (substantif) haklar ve bilgiye erişim gibi prosedürel hakları da kişiye vermektedir. Paris Anlaşmasını onaylayan taraflarda belirtilen bu insan hakları yükümlülüklerini iklim değişikliği bağlamında yerine getirmek zorundadır

Paris Anlaşması bir taraftan gıda hakkı, gelişme hakkı gibi maddi (substantif) haklara değinirken, diğer taraftan bilgi edinme hakkı, karar-alma süreçlerine katılım gibi prosedürel hakları da kapsamaktadır.

2015 yılında yayınlanan BM Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündeminde yer alan 'Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri' nin on üçüncüsü de iklim değişikliğiyle mücadele de insan haklarını temel olarak ele almaktadır. BM Paris Anlaşması ve 2030 Gündemi'ne dayalı olarak tüm iklim değişikliğiyle ilgili eylemlerde insan hakları temelli yaklaşımı savunmaktadır. Bunu da ilk önce küresel ortamda yapılan işbirlikleriyle, insan haklarını çevresel kanun ve politikalarla bütünleştirmek yoluyla gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.

2018 tarihli İnsan Hakları Konseyi de insan hakları ve iklim değişikliğiyle ilgili ilke kararında (A/HRC/RES/38/4) devletlere insan haklarını Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında değerlendirmelerini ve insan haklarına dayalı iklim değişikliği azaltım ve uyum politikaları geliştirmeleri çağrısında bulunmaktadır.

2021 yılı Ekim ayında BM İnsan Hakları Konseyi temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevreyi insan hakkı olarak tanıyan kararını yayınlamıştır. Bu karar sağlıklı çevrenin bir insan hakkı olarak uluslararası arenada tanınması açısından büyük bir dönüm noktası olmuştur. İnsan haklan temelli yaklaşım bireyleri iklim değişikliğinin kurbanları olarak görmenin ötesinde, onları hak sahipleri olarak sağlıklı çevreyi insan hakkı olarak talep etmeleri konusunda güçlendirmiştir.

Yaklaşıma Kavramsal Bakış

Uluslararası insan hakları hukukunu temel alan insan hakları temelli yaklaşım, insan haklarını devlet veya devlet dışı aktörlerin adaletsiz veya ayrımcı uygulamalarına doğru yolu göstermek yoluyla korumakta ve teşvik etmektedir. İnsan hakları temelli yaklaşım, insan haklarını temel amaç olarak yerine getirirken, hak sahipleri ve görev sahiplerini tanımlamaktadır ve uluslararası insan hakları hukukundan doğan prensipleri ve standartları ortaya koymaktadır.

Bunun yanında insan hakları temelli yaklaşım insan haklarının normatif boyutunu, politika ve eylemlerin tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesiyle bütünleştirilmesi için bir yöntem olarak anlaşılmaktadır.

BM insan haklarının iklim değişikliğiyle ilgili eylemlerle, politika alanlarına hak temelli yaklaşımın uygulanması neticesinde bütünleştirilebileceğini öngörmektedir. İklim eylemlerine insan hakları normları ve prensiplerinin bütünleştirilmesinin sonuçları İyileştireceği düşünülmektedir. Bu şekilde bütünsel bir yaklaşıma sahip olunacağı ve bunun da iklim değişikliğinin ekonomik, sosyal, kültürel ve sosyal boyutlarını kavrayarak, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen grup ve insanlara fayda sağlayacağı düşünülmektedir.

BM, insan hakları yaklaşımının bazı temel unsurları konusunda kararlı bir duruş sergilemektedir. Birinci olarak açıklanabilecek unsur politikalar ve programların düzenlemesi esnasında öncelikli amaç insan haklarını yerine getirmek olmalıdır.

İkincisi ise insan hakları temelli yaklaşım hak sahiplerini (rights holders) ve görev sahiplerini (duty bearers) tanımlamaktadır. Böylelikle hak sahiplerinin görev sahiplerine karşı hak iddia etmelerini sağlayarak, görev sahiplerinin yükümlülüklerini yerine getirmelerini gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.

Üçüncü olarak ise uluslararası insan hakları sözleşmelerinden doğan prensiplerin ve standartların tüm alanlardaki politikalar ve programlara rehberlik etmesi gerekmektedir

BM'ye göre insan hakları temelli yaklaşım iklim değişikliğine yönelik uyum ve azaltımla ilgili önlemlerle bütünleştirilmelidir. İklim değişikliğinden etkilenen kişi veya topluluklar herhangi bir ayırıma uğramadan bu konuda gerçekleştirilen faaliyetlerin tasarımı ve uygulanmasında yer almalıdır. İyi tasarlanmamış azaltım ve uyum stratejilerinin insan hakları ihlallerine yol açacağı belirtilerek, yerel toplulukların bu süreçlere katılımının önemine ve gerektiğinde adalete erişimlerinin gerekliliğinden söz edilmektedir.

İnsan hakları temelli yaklaşımın iklim değişikliğiyle mücadelede iki pratik etkisi bulunmaktadır. Birincisi iklim değişikliği politikaları ve eylemlerinin özellikle iklim değişikliğinden en fazla etkilenen kişilere yönelik olmasını talep etmektedir.

İkinci olarak ise politika yapıların iklimle ilgili politikaları tasarlarken ve uygularken kullanıma koyacakları operasyonel prensipleri sıralamaktadır.

Evrensellik, eşitlik, katılımcılık, hesap verebilirlik, şeffaflık gibi prensiplerin insan haklan açısından önemi vurgulanmaktadır. Bütün bunların uluslararası insan haklan standartlarına dayalı olarak kavramsal bir çerçeve oluşturduğu ve böylelikle tüm kalkınmayla ilgili faaliyetlerde insan haklarını teşvik ettiğini ve koruduğunu ortaya koyulmaktadır.

İnsan hakları ile iklim eylemleri arasındaki çelişkinin en aza indirilmesi ve aralarında sinerji sağlanması açısından hak temelli yaklaşım, iklim değişikliği politikalarının geliştirilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi bakımından katkısı çok gerekli görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında hak temelli yaklaşım halkın karar- alma süreçlerine katılımı, bilgiye ve adalete erişimi konularının önemini vurgulamaktadır.

İklim yönetişimi süreçlerinin adil, şeffaf ve kapsayıcı olması bakımından yerel topluluklar, kadınlar ve çocuklar gibi kırılgan grupların karar-alma mekanizmasına etkin katılımları ve bunların gerektiğinde yargıya başvurularının desteklenmesi gereklidir.

Çevresel bilgiye erişim konusu da iklim değişikliği açısından kritik bir öneme sahiptir çünkü insanların ne tür bir riske maruz kalacaklarını ve onları koruyacak hangi önlemlerin var olduğunu öğrenme hakkı bulunmaktadır.

İklim değişikliğine hak temelli yaklaşım iklim adaleti, eşitlik, insan haklarına saygı, uluslararası işbirliğini ve dayanışmayı gerekli görmektedir. İklim değişikliğinin neden olduğu sorunlarla karşı karşıya kalan ve zor durumda bulunan gruplar ve insanların haklarının korunması gereklidir.

Gruplar ve insanların iklim değişikliğine uyuma yönelik önlemlerden faydalanmaları ve bu grup ve insanların dirençlerinin güçlendirilmesi ve gerektiğinde uluslararası camiadan yardım alabilmeleri büyük önem arz etmektedir.

İnsan haklarının iklim eylem ve politikalarıyla bütünleştirilmesi ve özellikle kırılgan grupların ve insanların politika düzenleme alanına katılımlarının güçlendirilmesi sonucunda, insan haklarının bundan büyük fayda sağlayacağı belirtilmektedir.

İklim değişikliğine hak temelli yaklaşım iklim adaleti, eşitlik, insan haklarına saygı, uluslararası işbirliğini ve dayanışmayı gerekli görmektedir. İklim değişikliğinin neden olduğu sorunlarla karşı karşıya kalan ve zor durumda bulunan gruplar ve insanların haklarının korunması gereklidir.

Gruplar ve insanların iklim değişikliğine uyuma yönelik önlemlerden faydalanmaları ve bu grup ve insanların dirençlerinin güçlendirilmesi ve gerektiğinde uluslararası camiadan yardım alabilmeleri büyük önem arz etmektedir.

İnsan haklarının iklim eylem ve politikalarıyla bütünleştirilmesi ve özellikle kırılgan grupların ve insanların politika düzenleme alanına katılımlarının güçlendirilmesi sonucunda, insan haklarının bundan büyük fayda sağlayacağı belirtilmektedir.

Çevresel Etki Değerlendirme Yönergesi çevre üzerine etkisi olan kamu ve özel projelerin çevresel etki değerlendirmelerini düzenlemektedir. Üye devletler yetkili makamlar tarafından yapılan bu değerlendirmeler hakkında halkın bilgi sahibi olmasını sağlamak zorundadır (Md. 4).

Üye devletler projeler için gerekli olan 'yürütme onayı' taleplerini ve konu hakkındaki bilgileri kamuoyuna açık tutmak ve makul bir zaman aralığı içinde yürütme onayı verilmeden önce halkın görüşlerini bildirmesi için fırsat sağlamak zorundadır (Md.6).

Projenin yürütme onayının kabul edilmesi veya reddedilmesi durumunda, yetkili makam veya makamların kamuoyuna bilgi vermesi ve bu bilgi de kararın içeriği, kararın dayandığı temel sebepler ve eğer mümkünse zararlı etkilerin önlenmesine yönelik önlemlerin tanımlanması gerekmektedir (Md. 9).

Avrupa Parlamentosunun 19 Mayıs 2021 tarihli kararında iklim değişikliğine insan hakları temelli yaklaşımın AB mevzuatındaki yerinin güçlendirilmesi ve uygulanmasına dikkat çekerek, yaklaşımın AB'nin iklim değişikliği azaltım ve uyumla ilgili politikalarına ve önlemlerine rehberlik etmesinin önemi belirtilmiştir. Yine uluslararası insan hakları hukukunun prensipleri ve standartlarının iklim değişikliğiyle ilgili politikalardaki gerekliliği dile getirilmiştir.


Bunların yanında iklim değişikliği ve insan hakları meselelerinin tüm ilgili AB politikalarıyla bütünleştirilmesi ve diğer politikalarla uyum sağlaması konusunda çalışma yapması için Komisyona çağrıda bulunmaktadır. Parlamento kararında AB'nin sadece kendi içerisinde değil, Üçüncü ülkelerle de insan hakları temelli yaklaşımın çevresel kanunlar ve politikalarla bütünleştirilmesi amacıyla işbirliğinin geliştirilmesini istemektedir.



Not: Bu makale yukarıda bahsedilen bildiriden alınmıştır. Web sayfamızdan herhangi bir atıf yapılamaz.




Yorum Gönder

0 Yorumlar