Kuraklık, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın en büyük tehditlerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır ve gelişmiş ülkelerde de giderek artmaktadır. Öngörüler, 2050 yılına kadar kuraklığın dünya nüfusunun dörtte üçünden fazlasını etkileyebileceğini göstermektedir.
Son yirmi yıla kıyasla, kuraklık vakalarının sayısı ve süresi 2000 yılından bu yana %29 artış göstermiştir (WMO 2021). Şu anda 2,3 milyardan fazla insan su stresiyle karşı karşıya kalmaktadır ve bu, büyük bir sorundur.
Kadınlar, toprak sağlığı açısından hayati bir rol oynamaktadır, ancak genellikle bu konuda kontrol sahibi değillerdir. Dünya genelinde kadınlar, toprak haklarını güvence altına alma konusunda ve gelişmelerini sınırlayan engellerle karşılaşmaktadır.
Birçok bölgede, ayrımcı yasalara ve uygulamalara tabi olmaları nedeniyle miras alma, hizmetlere ve kaynaklara erişim hakları sınırlanmaktadır. Toprak bozulduğunda ve su kaynakları azaldığında, en çok kadınlar etkilenmektedir.
Onun Toprağı, Onun Hakları
Bu yıl Uluslararası Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nün teması "Onun toprağı; Onun Hakları" olarak belirlenmiştir ve kadınların toprağa ve ilgili varlıklara eşit erişimine yatırım yapmanın, hem onların hem de insanlığın geleceğine doğrudan bir yatırım olduğunu vurgulamaktadır. Kadınların ve kız çocuklarının küresel arazi restorasyonu ve kuraklığa dayanıklılık çabalarında ön saflarda yer alma zamanı gelmiştir.
Kadınlar, küresel düzeyde arazi bozulmasını azaltma ve tersine çevirme çabalarında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, pek çok ülkede kadınların toprak üzerinde eşitsiz ve sınırlı bir erişime ve kontrol yetkisine sahip olduğu görülmektedir.
.jpg)
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..