Etrafımızda her şey hızla değişiyor; politikalar, planlar, projeler… Bu değişimler bize geçmişteki yaklaşımlarımızı gözden geçirmemiz ve yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Özellikle ormancılık gibi doğal kaynaklara dayalı sektörlerde bu değişimlere ayak uydurmak, gelecekte yaşanacak zorluklarla başa çıkabilmek adına oldukça önemli. Öncelikle proje döngü eğitimleri düzenleyerek mühendislik disiplinini daha çok geliştirmeliyiz.
Eskiden orman yangınları belirli bölgelerde ve belirli mevsimlerde görülürdü. Yangın sezonu haziran ayında başlar ve beş ay sürerdi. Ancak artık bu düzen ortadan kalktı; yangınlar hem zaman hem de mekân tanımıyor. Kuzey bölgelerinde bile yangınlar çıkıyor ve mevsim fark etmeksizin kış ya da yaz fark etmeksizin yangınlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu, ormancılık sektörünün yangınla mücadele stratejilerini güncellenmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Orman yangınları ve orman sağlığı İklim Değişikliğine Uyum süreci bizi bu yönde proaktif olmamızı zorluyor. Bunun yanında orman ve yutak alanlar için daha çok "doğa temelli çözümler" geliştirmeliyiz.
Eskiden odun kaçakçılığı ve izinsiz ağaç kesimi gibi konular orman koruma alanında en büyük sorunlar arasında yer alırdı. Fakat günümüzde ormanların şehir sınırlarına ulaşmasıyla birlikte farklı bir koruma zorunluluğu doğdu. Artık sadece ağaç kesimlerine değil, şehirleşmenin ve insan baskısının orman üzerindeki etkilerine karşı da stratejiler geliştirmemiz gerekiyor. Arazi kullanım değişikliği açısından bakılırsa ATD önemli bir parametre olarak 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları önümüzde bekliyor.
Bunun yanı sıra, ormancılıkta öncelik eskiden kaliteli ağaç yetiştirmekti. Ancak şimdi, birim alandan en yüksek odun verimini alabilmek daha önemli hale geldi. Odun üretimi hala değerli olmakla birlikte, ormancılık sektörü kırsal kalkınmaya da destek vermeli ve köylerden büyük şehirlere göçün tersine döndüğü bir döneme hazır olmalıdır. Türkiye'de 10 binden fazla mikrohavza var ve Çakıt gibi projeleride saysak şimdiye kadar 500 tanesinde "havza rehabilitasyon projesi" çalışma yapıldı. TULİP kapsamında 100 kadar mikrohavzada çalışma yapılsa bile havza modelinde çok çalışma yapılması gerekiyor. Ormancılık sektörünü açmak amacıyla havza rehabilitasyonu yapan firmalara eğitim, fon veya kararalma mekanizmalarına katılımları gibi daha çok destek sunabilmeliyiz.
Nüfusun büyük kısmı eskiden kırsal kesimde yaşıyordu. Günümüzde ise Türkiye’de nüfusun %93’ü şehir ve kasabalarda yaşamaktadır. Bu büyük şehirlerdeki insanlar, beton yığınlarından ve dijital dünyanın kısıtlamalarından kurtulup doğaya dönme, ormanlarda vakit geçirme ihtiyacı duymaya başladılar. Orman pedagojisi ve doğa yoksunluğu sendromu gibi yeni kavramlar ortaya çıktı. Bu kapsamda çocuklar için orman okulu ve yetişkinler için orman banyosu kürü önemli hale geldi. Bu kavramlar, özellikle çocukların ve yetişkinlerin doğayla bağ kurma gerekliliğini vurgulayan önemli başlıklardan biri haline geldi. Doğayla iç içe olma ihtiyacı, ormanların rekreasyonel ve eğitimsel işlevlerini de yeniden değerlendirmemizi gerektiriyor. Yeşil Orman Okulu olarak bu değişimde yerimizi aldık ve yayınlar hazırladık ve eğitimler veriyoruz.
Ülkemizin korunan alan hedefleri ve amaçları ile korunan alan yöntemleri bir kenara dursun, ülkemizde korunan alan miktarını ve alanını arttırmaktan başka çaremiz yok. Korumazsak kaybederiz. Milli Park, Tabiat Parkı, gibi korunan alanlara ilave olarak "Alan Bazlı Diğer Etkili Koruma Önlemleri (OECM’ler)" arttırmamız gerektiği ortaya çıkıyor. Korunan alanların karbon gibi ekosistem hizmetlerinin ve pozitif dışsallıklarının zenginleştirilmesi de önemli hale geldi.
Bu hızlı değişime ayak uydurabilmek adına ormancılıkta yeni politikalar ve plan uygulamaları devreye alınmalı. Tarımda yeni nesil çiftçilerle permakültür ve agroekoloji gibi yeni tekniklerle dönüşüm yaşanırken, ormancılık sektörü de bu değişimlere paralel olarak kendini yenilemeli. Sürdürülebilir ormancılık uygulamaları, orman kaynaklarını korurken aynı zamanda toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilmelidir. Ekoturizm destinasyonları konusunda daha çok aksiyon almalıyız.
Karbon yutak alanı yönetimi kapsamında yeni model ağaçlandırma çalışmaları yürüterek doğal kaynak yönetiminden karbon kredisi elde etmenin yöntemlerini inşa etmek gerekecektir. Sonuçta ülkemizde ormancılık açısından karbon projeleri yeni yeni tesis edilmektedir. Diğer yandan karbon kredisine konu edilebilmesinin önü de açılmalıdır. Türkiye'de bununla ilgili bir firma kurulmalı ki bunu daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik.
Sonuç olarak, ormancılık sektörünün yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini kabul etmemiz ve değişen koşullara uygun stratejiler geliştirmemiz gerekiyor. Teknoloji, iklim değişikliği ve kentleşmenin etkisi altında, doğayı koruma ve sürdürülebilir kullanım hedefleri arasında bir denge kurarak, geleceğin ormancılığını şekillendirmek hepimizin sorumluluğudur. Bu dönüşüm sürecine ayak uydurmazsak, çağın gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalırız.
Yeşil Orman Okulu olarak Ormancılıkta Değişim: Geçmişten Günümüze Yeni Yaklaşımları önemsiyoruz.
Orman mühendisi olarak gerçekleştirebileceğiniz projeler oldukça çeşitli ve sektöre katkı sağlayacak nitelikte. İşte bazı proje fikirleri:
Sürdürülebilir Orman Yönetimi Projesi: Ormanların ekosistem hizmetlerini artırmak ve biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla, mevcut orman varlıklarının durumunu değerlendirip, sürdürülebilir yönetim planları geliştirebilirsiniz.
Bitki Pasaportu Yönetmeliği Uygulama Projesi: Ülke genelindeki bitki pasaportları sistemini güçlendirmek için eğitim programları düzenleyebilir, fidanlıkların sertifikasyon süreçlerine destek olabilirsiniz.
Orman Ürünleri Ticaret Ağı Kurulumu: Türkiye’de orman ürünleri ticareti yoğun olan ülkelerle işbirliği yaparak, dış ticareti artırmak amacıyla bir ticaret ağı oluşturabilirsiniz.
Mesire Yerlerinin İyileştirilmesi Projesi: A tipi mesire yerlerinin denetimi ve onayı için bir denetim protokolü geliştirerek, bu alanların kullanımını artırabilir ve ziyaretçi memnuniyetini yükseltebilirsiniz.
Dış Mekan Süs Bitkiciliği Destek Projesi: Devlet desteğini içeren bir proje oluşturarak, dış mekan süs bitkiciliği sektöründe üreticilere finansal ve teknik destek sağlayabilirsiniz.
Eğitim ve Bilinçlendirme Programları: Kamuda çalışan personel için ormancılık, orman ürünleri yönetimi ve çevre koruma konularında eğitim programları düzenleyebilirsiniz.
Sigorta ve Güvence Projesi: Meslektaşlarınızı korumak amacıyla, mesleki sigorta seçeneklerini geliştirebilir ve bu konuda bir bilgilendirme kampanyası başlatabilirsiniz.
Orman Mühendisi İstihdamı ve Kariyer Günleri: Orman mühendisliği alanındaki istihdamı artırmak için kariyer günleri düzenleyebilir, öğrencileri ve mezunları sektördeki iş fırsatlarıyla buluşturabilirsiniz.
Ağaçlandırma ve Rehabilitasyon Projeleri: Kurak alanlarda ağaçlandırma projeleri geliştirerek, hem iklim değişikliği ile mücadele edebilir hem de ekosistemlerin yeniden canlanmasına katkıda bulunabilirsiniz.
Orman Ekonomisi Araştırma Projeleri: Orman sektöründe ekonomik katkı sağlayacak araştırmalar yaparak, ormancılığın ulusal ekonomiye etkisini inceleyen bir proje geliştirebilirsiniz.
Bu projeler, sektördeki sorunlara çözüm üretmek ve orman mühendisliği mesleğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilebilir.
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..