YEŞİL SINDIRGI SEYEHAT-1

İlk defa Sındırgı’ya gidiyorum. Merak ediyorum tabi ki… Nasıldır Sındırgı? Sındırgının ismini, seyahatlerimde Balıkesir, Akhisar, İzmir terminallerinde mola verdiğimiz zaman görürdüm. ‘…Sındırgı Seyahat’ diye…

Gidiyorum; ormanlar sağımdan solumdan geçiyorlar, ara sıra tarla bırakıyorlar yol kenarından. Karşılarda birkaç köy var. İzmir’den beri yolda hep tarım alanları, zeytinlikler, üzüm bağları…
Akhisar’dan Sındırgı Yoluna girdik…

Kıvrıla kıvrıla ormanın derinliklerine giriyor yol. Bir ara ‘Kertil Mesire Alanı’ denilen yerde duruyoruz. Bizimkilerden birisi buranın alabalığını çok severmiş, ‘Alabalık yiyelim.’diyor arkadaş. Çabalarımız nafile…

Kertil Mesire alanında Alabalık Kalmamış, kapatılmış.


Kertilin suyu da güzelmiş gerçektende…
Sındırgı orda, çok uzakta, ovanın dağa kavuştuğu yerde… Yeşil bir etrafa bürünmüş, ancak daha da yeşil olabilir hissi veriyor insana, daha da yeşil olabilir.
İlçeye girdiğimizde bir telaş var, meğersem buranın pazarıymış. Köylüler minibüslerinden iniyor. Üç-beş bayan ellerinde yoğurt kaplarıyla bir tarafa doğru gidiyorlar. Bakır Yoğurdu… Sındırgının dağ köylerinde Salma Hayvancılık ile yetişen hayvanların sütü ve süt ürünleri, nefis… ‘Doğal köy yoğurdu, köy ekmeği ile…’ aldırdık bizim şoföre…

Çay içelim diyoruz…
Çay içeceğimiz yere doğru giderken; ‘Kertil Çam Kolonyası’ tabelasını görüyoruz. (buranın eskiden tütünü meşhurmuş) çam kolonyasından alıyoruz yine. Çam Kolonyası buranın en meşhur  ve en ucuz alınacak değeri... 

Yakınlarda ‘Emendere Kaplıcaları’nın olduğunu öğreniyoruz. Rum Hamamı olarak geçen ve Gutlu hastalara, böbrek taşlarına, cilt ve mide hastalıklarına, sedefe iyi geldiği söyleniyor… Butik Otel gayet iyi diyorlar… Kabak Tatlısı, yenir diyorlar…

Biraz sonra meydanda ‘Yağcıbedir Halısı’ diye bir Yörük el halısı pazarına gidiyoruz. Halıların üzerindeki renk ve desenler benim dikkatimi çekiyor. Koyu kırmızı, kök mavi, birazda beyaz var. Heybe ve Yörük Duvar Halısı alıyoruz.

‘Yeşil Sındırgı Seyahat’ yazısını görüyorum, bir aracın üzerinde. Ama neden yeşil yazılmamış bu yazı? Üzüldüm şimdi bak ben yaşlandım görmüyorum ama neden ‘Yeni Sındırgı…’ yazıyor ki?

Neden ‘Yeşil Sındırgı Seyahat’ yok?

Gideceğiz; uzun bir caddeden geçiyoruz, caddenin iki yakası hep çınarlık… Yaşlı çınarlar; ‘ben burada uzun yaşadım, burada yaşlandım, bak bu yaştayım.’diyor. ‘Çınarlı yol’ bitiverdi.

Yönümüzü sorduğumuzda; ‘koca köprüden sağa dön’ diyorlar. Koca köprüden sonrası Susurluk Havzasının en yukarısı olan bir vadi, alt havza…

Muhabbet devam ederken bir baraj görüyoruz. Simav Çayı burada bir baraj yaparak ilerliyormuş meğersem Marmara’nın ovalarına… Ovayı ne güzel etmiş. ‘Barajda balık var mı, balık?
Sol tarafta ‘Hisaralan Kaplıcaları’nın istikametini gösteren tabela var. Hemen önce inşaat var, meğersem kaplıcanı tesislerinin inşaatıymış. Kaplıcanın olanaklarını daha kullanışlı hale getireceği belli…

Kertil mesireliği, Alabalık, ovanın dağa kavuştuğu yeri, Çam Kolonyasını, Emendere Kaplıcalarını, Yağcıbedir Halısını, Yeşil Sındırgı Seyahatini, Çınarlı yolu, Hisaralan Kaplıcalarını, Simav çayını geride bıraktık.

Fakat Sındırgı’da Ne yenir?
Sındırgı’da Nereler gezilir?
Sındırgı’nın neresinde ne var diye bir kitapçık ya da harita yok…
Yapamamışlar bu gariban memleketimin başkanları…

DOĞA VE İNSAN, Orman Mühendisi Mustafa ÇETİN
BİR SLOGAN: "Burası benim kentim." (Bir İl Belediyesinin Proje sloganı)

(Not:Ağustos2010 tarihinde Sındırgı Haber Gazetesinde Doğa ve İnsan köşesinde yazdığım yazıdır.)


Yorum Gönder

0 Yorumlar