Kuyucaklı Yusuf'un Edremit'i

Daracık sokaklar, acı zeytin kokan mahalle araları, meydanlar ve köhnemiş zeytinyağı fabrikaları ile bir arada, "Bayramyeri"... Edremit'teyiz. Bu eski "Bayramyeri", bir anlamda, Edremit'in kendisi gibidir. Ölümünün üzerinden tamı tamına 40 yıl geçmiş olan kalem us- tamız Sabahattin Ali'nin Edremit'inde, bir başka yazarımızla, Oktay Akbal ile birlikte, Sabahattin Ali'yi yaşıyoruz. 2 Nisan 1948 günü yitirdiğimiz Sabahattin Ali'nin yaşamını inceleyen pek çok araştırma, pek çok kitap yayımlandı bugüne değin. Ama bu ünlü yazarımızın yaşamında, henüz gün ışığına çıkmamış noktalar var olduğu gibi, birçok mektubunun ve bazı yapıtlarının da gün ışığına çıkmadığı biliniyor.

Sabahattin Ali'nin çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği Edremit, yazarın yaşamında büyük etkiler bırakmış. Onun pek çok öyküsüne malzeme sağlamış olan Edremit, Sabahattin Ali'nin en önemli romanlarından "Kuyucaklı Yusuf'un da esas mekânlarımı oluşturur.

İşte biz, bir şubat ayının üşütücü sessizliği içinde, Oktay Akbal ile birlikte, Edremit'in eski mahallelerini, özellikle "Kuyucaklı Yusuf" romanında geçen yerleri, bir bir gezdik ve sanki bir düşü, enine boyuna yaşadık... Sabahattin Ali'nin yapıtlarına yansıyan eski Edremit bugün bile hâlâ, "Kuyucaklı Yusuf’tan çok şeyi içinde taşır ve saklar gibidir...

Oktay Akbal ustayla, romanın esas mekânını oluşturan eski "Bayramyeri’nin, sokakları, "Yanık Değirmen", "Çayiçi"ni bir bir dolaşıp "Çınarlı Çeşme'ye kadar olan bütün o daracık sokakları tek tek gezdik. Bilindiği gibi, roman eski Edremit'i ve Edremit'in eski insanlarını anlatır. Ya o sokaklar, o değişmeyen köşelere ne demeli? Eski Edremit'i ve Sabahattin Ali'yi yaşamak için, biraz da Edremit'in şirin sokaklarına dalmak gerekir. Biz de öyle yaptık.

Sabahattin Ali'nin sokağında, Sebahattin Ali Evi

Belki biraz da düşlerle dolu kısa bir şehir turu yapıp yazarın yaşadığı sokağı ve evi bulduk. Yanında derme çatma bir fırın olan ve Hekimzade Mahallesi 2. sokak aralığındaki bu evin duvarına, hiç değilse Edremit Belediyesi'nce bir plaket çakılıp, o sokağa da "Sabahattin Ali Sokağı" adı verilemez mi? Zira, Türk edebiyatına saygın yapıtlar vermiş bir yazarın çocukluğunun geçtiği sokağı, hiç değilse bir isimle anmak ve yazarı sürekli anımsamak açısından, bu belki de yapılacak en güzel davranışlardan biridir.

Bugün, şehrin üst kısmında, "Bayramyeri'nden Yanık Değirmen’e giden ve önün deki küçücük meydana açılan külüstür bir fırınla dip dibe küçük, kutu gibi bir ev Sabahattin Ali'nin Edremit'te iken yaşadığı ev... İşte bu ev, Sabahattin Ali'nin çocukluğunun geçtiği, içinde düşler kurup yaşadığı evdir. Son yıllardaki tamirlerle biraz değişmiş bu evin hemen karşısında ise, romanın başkişisi "Hacı Ethem'lerin evi ve yan tarafta da, "Terzi Mürüvvet Hanım'ların evi, olanca suskunlukları ile baş başa öylece durmaktadırlar....

İşte o defalarca okumaktan keyif duyduğumuz "Kuyucaklı Yusuf" romanındaki evleri, bu kez bir başka edebiyat ustasıyla, Oktay Akbal ile ve emekli öğretmen Mehmet Özgüçlü hocayla gezdik ve romanın sayfaları arasındaki eski gezintilerimizle birleştirince, yaşamla düş, kurguyla gerçek yeniden ve bir kez daha bir arada yaşandı.

Fotoğraflar çekerken de gözümüzün önünde, roman kişileri birer birer canlanıyor gibiydi sanki... Çünkü bir başka gerçek de romanda anlatılan çoğu insan, hakikaten bu sokaklardan geçmiş ve buralarda yaşamışlardı...

Ve karşımızda bir "roman kahramanı"

Bir zamanlar içleri yeni fırçalanmış tahta kokan bu evlerde yaşananları, "Kübra"'yı, "Muazzez'i, "Yusuf’u düşledik birlikte... Ve sokaklarından acı sular akarken, gelen tiyatro kumpanyalarını, âlemleri, sömürücü zeytin ağalarını, çıkarcı fabrika patronlarını, Alanyalı çerçileri, "Hacı Ethem'i, "Hilmi Bey'i ve diğerlerini kafamızda canlandırmağa çalıştık... Daha sonra, romanda anlatılan ve Sabahattin Ali'nin en iyi arkadaşı olup bugün de hayatta olan "Şerif Ağa'nın Ali'si" diye tanıdığımız Ali Demirel'le de konuştuk.

Hoş beşten sonra, Sabahattin Ali'den söz ederken "Şerif Ali'nin yani gerçek adıyla Ali Demirel'in yaşlı çakır gözleri ışıldamıştı: “ O, benim en iyi arkadaşımdı," deyivermişti... Sabahattin Ali ile birlikte geçen çocukluklarını, yaşadıklarını bize ayaküstü anlatırken, biraz da eski Edremit'i yaşatıyordu.

Ne yazık ki, "Kuyucaklı Yusuf" romanında anlatılan tiplerin pek çoğu, son yıllarda birer ikişer göçüp gittiler... Bir romanın örgüsü içinde anlatılan tiplerin çoğunun gerçek olması, bu romanın edebi değerinin ötesinde bir başka olaydır. Bu durum belki romana, edebi açıdan bir şey katmaz ya da eksiltmez. Ama edebiyat araştırmacılarına, sosyologlara, kurgu ile gerçek arasında gidip gelen yeni ufuklar açabilir. Örneğin "Kuyucaklı Yusuf’un "Hacı Ethem’inin yetmişli yılların başında ölmesi ve arkasında, pek çok anıyla birlikte, içinde Eski Türkçe yazılar olan bir anı defteri bırakması, hatta bu defterin sayfalarının içinde, bir de fotoğraf olması ilginç sayılabilecek noktalardandır. Şimdi acaba, "Hacı Ethem'in çocukluğundan beri tuttuğu bu günlükte yazarın yaşamına ilişkin notlar, bazı gerçeklere ışık tutacak ayrıntılar bulunabilir mi? Bu tür soruları, insan kendi kendine sormadan edemiyor. Yıllar önce bu konuda bir araştırma yapan edebiyat öğretmeni ve şair dostum Ünsal Apak’ın incelemelerinden bildiğimiz, Asım Bezirci'nin de kitabına aldığı ayrıntılar içinde, keşfedilmemiş ayrıntıların ilginç ipuçlarını bulmak mümkün... Bunlardan biri de, Sabahattin Ali'yi Edremit'teki evlerinin bir odasında, Gorki'den bir kitap okurken gösteren fotoğraf. Acaba şimdi bu fotoğraf nerededir?

Ve bütün bunlardan sonra, akla gelen bir başka soru da, Sabahattin Ali'nin tozlu sarı defterleri dolduran yazıları arasında hâlâ daha bugün şiirlerin ya da yazıların bulunup bulunmadığı...

(Bu yazı gazeteci tarafından kaleme alınmış ve yayımlanmıştır.)

Sonuç Olarak Değerlendirmemiz

Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf romanını 2 cilt daha yazacağını düşününce daha çok şey arıyor hayallerimiz. Yusuf roman sonunda nasıl Edremit Körfezine yumruğu sıkararak ormanın derinliklerine ve dağın yamaçlarına doğru gidiyorsa, Sebahattin Ali de başka bir ormanın derinliğinde uzaklaşıp gidiyordu. Diğer bir gizem de Kuyucaklı Yusuf ile muhtemelen aydın hapishanesinde tanıştığı tahmin edilerek “Kuyucaklı Yusuf’un gerçek hikâyesi”. Şunu unutmamak lazım Sebahattin Ali gençliğinin en önemli yıllarını bu körfezde geçirdi ve tarihi Edremit’te yıllarca yaşadı.

Edremitliler ikiye ayrılır Kuyucaklı Yusuf romanını okuyarak tarihi Edremit’i anlayanlar ve diğerleri…



Yorum Gönder

0 Yorumlar