Bir çoban keçilerini yada
koyunlarını avlusundan (kaşaklarından) sabahın erken saatlerinde alır... Çoban, yemeğini
sırtındaki torbasına almıştır, su kenarlarından geçer gün boyunca ama illa su yanına alır biraz. Çoban için su önemlidir, birde sığınacağı gölge..
Çoban kendi mıntıkasını avucu gibi
bilir ki, tepe isimleri, dere isimleri, tarla isimleri, ağaç isimleri dahi
bilir. Her çoban; dağların tepelerin muhtarıdır. Tepe isimlerin, dere isimlerin, tarla isimlerinin kimilerinin adını çoban koymuştur.
Gün boyunca hayvanlarını gezdirdikten sonra dinleneceği bir gölge arar. Hayvanların artık günün en sıcak saatlerinde, gölge ihtiyacı artmıştır. Hayvanlarını belirlediği bir ağacın altına götürür. Bilindik ağaçları vardır her çobanın. Çoban her daim
gittiği ağacın dallarına özel eşyalarını bırakır. Günlük programını o ağaca
göre yapar, altında kendi azığını yemeğini yer, o ağaca özel önem verir.
Çocukluğumun geçtiği sındırgı'nın bir dağ köyünde çobanlık yapmış biri olarak çoban ağaçlarını ve çeşmebaşı ağaçlarını hep gözlemlerim.
Not: Her yıl dünyaya 15 İstanbul nüfusu eklenmekte ve bu sebeple kişi başına düşen ağaç, su, toprak azalmaktadır. Her insanın ağaç dikmesi gerekir.
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..