Yaşanan Afetler Sebebiyle İklim Değişikliği Bakanlık İsmi Oldu

Bilindiği üzere, 2015 yılında Fransa'nın Paris şehrinde tüm dünyadan temsilciler ile İklim Değişikliği Konferansı, kısa adıyla COP 21 düzenlendi. Konferansta imzalanan Paris İklim Anlaşması ise 2016 yılında yürürlüğe girdi. Türkiye'nin de taraf olduğu bu anlaşma ancak Ekim 2021'de TBMM'de onaylanarak resmen kabul edilmiş oldu. "Sonunda Paris İklim Anlaşmasını Onayladık" isimli yazımızda nedenleriyle süreçten bahsetmiştik. 

Bu kabul sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının adı da "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği " olarak değiştirilecek. Daha önce Orman ve Su İşleri Bakanlığı zamanında SU ile alakalı olduğu 2 birim Tarım ve Orman Bakanlığı olarak değiştiği sırada Orman Bakanlığı bünyesinde kalmıştı. İklim Değişikliği eklenince, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü bundan sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda çalışmalar yürütecek. Aynı zamanda bu bakanlığa bağlı olarak İklim Değişikliği Başkanlığı kurulacak.

İsim Değişikliği İsraftır

Her dönem sürekli bakanlık isimlerinin değişikliği, halkta "Bence isim değişikliği israf dan başka bir şey değil. İsim değişince mi kurtulacak iklimler.. " şeklinde düşünceler oluşturuyor.

Bu konuda maalesef, geç kalınmış bir değişiklik diye düşünebiliriz. Ülkemizde İklim değişikliğine bağlı sel, müsilaj, orman yangınları gibi doğal afetlerin artışı olmadan bu vizyonu koymak gerekiyordu. Ancak bu değişiklik iyi oldu, bakanlık ismi olduğu için ilgili kurumlarda daha dikkat çekecek, gerekli planlamaları yaparken daha hızlı hareket olacaktır diye düşünüyoruz.

Elimizi Kolumuzu Bağlayacak Bir Anlaşma

Halkın yine bazı kesimine göre, "Mecliste kabul edilen Paris İklim Anlaşması Türkiye'nin kalkınmasında ve küresel rekabette elini kolunu bağlayacak bir anlaşmadır. Çünkü dünyanın kaynaklarını tüketen ve kirleten küresel güçler bu anlaşmaya taraf olmayacaklardır olsalar da uymayacaklardır." şeklinde düşünülüyor.

Bu konuya açıklık getirecek olursak ABD, Çin gibi kirletici emisyonu fazla olan ülkeler bu anlaşmada uzlaşmaya varıp, 2015 yılında zaten taraf oldular. Ülkemiz de 2015 yılında kabul etti. Ancak gelişmişlik kategorisinde farklı konumlandığını dile getirildiği için Türkiye mecliste kabulde uzun süre ağır davrandı. 

Taraf olan ülkeler vaatlerine başladılar. Aslında gelişmiş ülkeler dünyadaki kaynakları tükettiler, şimdi yeni bir kaynak bulundu. Biz fosil kaynakları tüketmede zaten geç kaldık. Ağır davrandık. Çay içildi bitti biz hala oturuyorduk. Şimdi kahveye geçildi. Biz bu sefer bari geç kalmayıp bu konularda çalışmamız ve inovatif uygulamalar geliştirmemiz gerekli. Yoksa kalkınmada yine yerimizde sayarız. Yani İklim Anlaşması aslında medeniyetler seviyesini yakalamak için bir fırsat diye düşünülebilir. Şöyle ki, fosil yakıtlara yatırım yerine elektrikli çeşitli inovatif araçlara yatırım yapılıp üretilip ihraç edilebilir. Şuan herkes sonuçta temiz enerji kaynaklarına geçeceğini taahhüt etti. Bu alanda pazar açık. Üretip ihraç etmek kalıyor. Sıfır emisyonlu akıllı ev teknolojileri geliştirilebilir. Yeşil çevre konularında fikirler, üretim bantlarına konulabilir. Yoksa biz fosil yakıtlı teknolojilerde gelişmiş ülkelerin sadece arkasından gidip, pazarı olabiliriz.

Türkiye İklim Değişikliği Fotoğrafları 2021
     Türkiye İklim Değişikliği Fotoğrafları 2021 - yesilormanokulu.com

Yorum Gönder

0 Yorumlar