HAK TEMELLİ YAKLAŞIM

Toplum temelli çalışmalar bünyesinde kullanılan bir diğer yaklaşım da hak temelli yaklaşımdır. Hak temelli yaklaşım uzun yıllardır uygulanmasına rağmen son zamanlarda yoğun bir ilgi ve kullanıma sahip olmuştur. Hak temelli yaklaşım açıkça insanların onurlu bir yaklaşımla yaşamaları için gerekli olan asgari şartların yerine getirilmesine odaklanır. Bu süreci kırılganlık ve son birim nedenlerini açığa çıkartarak ve tepkinin çerçevesini genişleterek yapar.

İnsanları haklarını arama, talep etme ve kullanmaları yönünde güçlendirir. Hak temelli yaklaşım yoksullar,  yerinden edilmişler ve savaşlardan etkilenen insanların geçinme süreçleri ve yaşamaları ile ilgili her alanda doğal hakları olduğunu öne sürer.

Helsinki Yurttaşlar Derneği hak temelli yaklaşımı,  “uzun vadeli olarak,  sorunun çözümü için hükümet ve özel sektör dâhil hükümet dışı örgütlerle birlikte çalışmak,  adil olmak,  ayrımcılık yapmamak ve bu çerçevede en dışlanan kişilere özel ilgi gözeterek en ağır hak ihlallerine yoğunlaşmak,  insan hakları alanında her düzeyde görevli olan insanların sorumluluğunu artırmak ve hak sahiplerinin haklarını talep etme çerçevesinde katılımı,” olarak tanımlamıştır. Buna karşın hizmet temelli yaklaşım ise kısa vadeli amaçlara ulaşmak için ihtiyaçlara ve koşullara hedeflenmek olarak tanımlar:  “İhtiyaçları karşılamak bir anlamda hakların yerine getirilmesi anlamını taşır çünkü adaletsizliği, eşitsizliği ve ihmal edilmişliği ortadan kaldırır. Hak Temelli bir yaklaşım bu hizmeti “hayır” için yapmaz, o kişinin buna “hakkı” olduğu için yapar.”

Hak temelli yaklaşım dört ana karakteristiğe sahiptir:

1.      İnsanların kendi hayatlarını etkileyecek karar alma mekanizmalarına katılmalarını esas alır. Karar alma süreçlerine katılım hakkı bu süreçlerle ilgili bilgiye erişim hakkını da kapsar.

2.      Sorun bütüncül bir yaklaşımla ele alınmadan ve insanların temel haklarına erişimindeki sorunlar ortaya konmadan başarıya ulaşamaz.  Örneğin yardım yapma yerine yoksulluk ve yoksunluğun,  neden olduğu sıkıntı ve acıların tanımlanması ve nedenlerine odaklanmayı önemser.

3.      Her türlü ayrımcılık ve barışçıl bir yaşamı engelleyen eşitsizliği reddeder. Herkes için onurlu bir hayat,  toleransın öne çıkartılması,  sosyal dâhil etme süreçlerinin geliştirilmesi,  sosyal adaleti destekler ve ayrımcılık karşıtıdır.  Tüm bu süreçlerin oluşması ve insanların kendi haklarını kullanabilmelerinin sağlanması bu hakların kullanımının önündeki engellerin ortadan kalkması ile mümkün olur.

4.      İnsan haklarının korunması ve uygulanması için herkesi sorumlu tutar.

Bir çalışmanın hak temelli olup olmadığın anlamak için UNICEF aşağıdaki kategorileri hak temelli yaklaşımın temel ilkeleri olarak işaret etmiştir.

1.      Evrensel ve vazgeçilmez olması: Kişinin vazgeçemeyeceği evrensel temel haklar olması.

2.     Bölünmez olması: İnsan hakları bölünemez. Sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal haklar her bireyin onuru ile ilgili haklardır ve her biri eşit derecede önemlidir.

3.   Birbirine bağımlı ve ilişkili olması: Bir hakkın kullanılması çoğu zaman kısmen veya bütünüyle diğer hakların kullanılmasına bağlı olabilir. Örneğin sağlık hakkının kullanılması bilgi edinme hakkına bağlı olabilir.

4.      Eşitlik ve ayrımcılık karşıtı: Tüm bireyler eşittir ve kişinin onurlu yaşamı her türlü ayrımcılığın ötesinde haklarını kullanmasına bağlıdır.  Bu çerçevede hak temelli yaklaşım eşitsizlik ve ayrımcılığa odaklanır.

5.      Katılım ve dâhil etme:  Her birey insan hakları ve temel özgürlüklerini kullanabilme çerçevesinde sivil,  ekonomik,  kültürel ve politik süreçlere özgür ve aktif olarak katılma hakkına sahiptir.

6.  Yetkilendirme ve güçlendirme:  Güçlendirme kişilerin kendi haklarını kullanabilmeleri ve talep etmeleri için yetkinliklerinin artırılması,  kendi haklarında karar alma,  topluluklarını geliştirme ve kendi kaderlerine sahip olma hakkının verilmesi için gelişmeleri sürecidir.

7. Hesap verebilirlik ve hukukun üstünlüğü: Hesap verilebilirliği haklar bağlamında etkili olan kesimlere yaygınlaştırarak olumlu yönde haklarının korunması ve geliştirilmesini yükümlülükler arasında tanımlar.  Ayrıca hakların kullanılması önündeki engellerin kaldırılması ve hak ihlallerinden kaçınmayı yükümlülükler arasında sıralar.

Hak temelli yaklaşımın genel karakteristiklerine ilave olarak yapılan çalışmalarda, sürecin hangi özelliklere göre değerlendirileceği ve nelerin önemli olduğu aşağıda verilmiştir;

  • İnsanlar hizmet ve yardımlardan faydalanan pasif guruplar olmaktan öte kendi gelişimleri ile ilgili süreçte temel aktörlerdir.
  • Katılım hem araç hem de amaçtır.
  • Stratejiler güçlendirir.
  • Süreç ve sonuçlar izlenip değerlendirilir.
  • Analizler tüm paydaşları kapsar.
  • Programlar uçta, dezavantajlı ve dışlanmış gurupları kapsar.
  • Uygulamalar ve programlar eşitsizliğin azaltılmasını amaçlar.
  • Yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya yöntemler kullanılır.
  • Çalışma yapılan alanda yaşanan sorunlarla ilgili temel ve öncelikli nedenler üzerinde durum analizi yapılır.
  • Ölçülebilir amaç ve hedefler programlamada önemlidir.
  • Stratejik ortaklıklar kurularak sürdürülür.
  • Uygulamalar tüm paydaşlara hesap verebilir olmalı.


Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Hak temelli yaklaşım kapsamında Yeşil Orman Okulunun odak noktaları da çok önemli :)

    YanıtlaSil

Yorumunuz İçin Teşekkürler..